Close Menu
    Popüler Haberler

    Sudan’ın El Faşir şehri abluka ve bombardıman altında

    Ekim 21, 2025

    Sudan’ın Darfur bölgesinde yer alan El-Faşir şehrinde, Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki…

    Madagaskar’daki darbenin ardından yeni başbakan ataması

    Ekim 21, 2025

    Nijerya’da ayrılıkçı liderin serbest bırakılması talebiyle protestolar sürüyor

    Ekim 20, 2025

    Sudan, 30 ay sonra Hartum Havalimanı’nı yeniden açıyor

    Ekim 20, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    SON DAKİKA:
    • Sudan’ın El Faşir şehri abluka ve bombardıman altında
    • Madagaskar’daki darbenin ardından yeni başbakan ataması
    • Nijerya’da ayrılıkçı liderin serbest bırakılması talebiyle protestolar sürüyor
    • Sudan, 30 ay sonra Hartum Havalimanı’nı yeniden açıyor
    • Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’nun 85. oturumu başladı
    • Dijital bağlantı zirvesi MWC Kigali 21 Ekim’de başlıyor
    • Madagaskar’da ordu darbesinin ardından Z kuşağı söz sahibi olmak istiyor
    • AfB, Türk şirketleriyle maden ve yenilenebilir enerji işbirliğini artırmayı hedefliyor
    WaJ TürkiyeWaJ Türkiye
    • ÖNE ÇIKANLAR

      1961 Paris Katliamı: Kanla bastırılan gösteri

      Ekim 17, 2025

      Bir sanatçının kaleminden Kongo’nun sessiz çığlığı

      Ekim 8, 2025

      Kral III. Amenhotep’in mezarı 226 yıl sonra ziyarete açıldı

      Ekim 4, 2025

      Irkçılığı vitrinde sergilemek: Sarah Baartman

      Eylül 26, 2025

      İşgale sanatla cevap vermek: Bir karikatüristin gözünden Goma’daki işgal

      Eylül 19, 2025
    • POLİTİKA

      Sudan’ın El Faşir şehri abluka ve bombardıman altında

      Ekim 21, 2025

      Madagaskar’daki darbenin ardından yeni başbakan ataması

      Ekim 21, 2025

      Nijerya’da ayrılıkçı liderin serbest bırakılması talebiyle protestolar sürüyor

      Ekim 20, 2025

      Sudan, 30 ay sonra Hartum Havalimanı’nı yeniden açıyor

      Ekim 20, 2025

      Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’nun 85. oturumu başladı

      Ekim 20, 2025
    • RÖPORTAJ
    • ODAK AFRİKA
    • İŞ DÜNYASI

      Dijital bağlantı zirvesi MWC Kigali 21 Ekim’de başlıyor

      Ekim 20, 2025

      AfB, Türk şirketleriyle maden ve yenilenebilir enerji işbirliğini artırmayı hedefliyor

      Ekim 20, 2025

      Türkiye-Afrika ilişkileri ticaretin ötesinde

      Ekim 20, 2025

      TABEF’te Türkiye-Afrika ortaklığı değerlendirildi

      Ekim 17, 2025

      Kenya Parlamentosu kripto varlık yasasını kabul etti

      Ekim 14, 2025
    • YAŞAM
    • KÜLTÜR

      Dakar’da duvar resimlerinde yansıtılan direniş ve inanç mirası

      Ekim 20, 2025

      İnsani diplomasi, Türkiye’nin Afrika’daki en güçlü dili

      Ekim 19, 2025

      Büyük Mısır Müzesi kasım ayında ziyaretçilere açılıyor

      Ekim 18, 2025

      Fransa’nın gizlediği bir başka suç: Thiaroye Katliamı

      Ekim 18, 2025

      UNESCO, “Afrika’nın Genel Tarihi” projesinde yeni kaynakları tanıttı

      Ekim 17, 2025
    WaJ TürkiyeWaJ Türkiye
    Anasayfa»Görüş»Afrika madenleri kimi zengin edecek?

    Afrika madenleri kimi zengin edecek?

    Zengin kaynakları nedeniyle yıllarca sömürülen Afrika kıtasında maden savaşı sürüyor. Petrol, altın ve elmasın ardından bu kez kobalt ve bakır öne çıkarken, sahnede iki büyük güç yer alıyor: Çin ve ABD. Afrika kıtası artık bakır için yarışan küresel güçlerin odağında. Sare Şanlı, bu madenin gelecekteki rolünü ve devletlerin kıtadaki varlığını Fokus+ için değerlendirdi.
    Ağustos 19, 2025Güncelleme:Ağustos 19, 20255 Dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email Telegram Copy Link
    Paylaş
    Facebook WhatsApp Twitter LinkedIn Pinterest Email Copy Link Telegram

    Yeşil enerji devrimi ve dijitalleşme, dünyayı kökten dönüştürürken Afrika kıtası bir kez daha küresel rekabetin merkezine oturuyor. Çünkü bu yeni çağın temelinde, artık petrol ya da altın değil, bakır var ve dünyanın en zengin bakır rezervlerinin önemli bir kısmı Kongo ve Zambiya topraklarında yatıyor. 

    Elektrikli araçlardan güneş panellerine, veri merkezlerinden yapay zekâ sunucularına kadar modern altyapının neredeyse tamamı bakıra bağımlı. Yeni çağın görünmez omurgasını oluşturan bu kırmızı metal, Afrika’nın kaderini yeniden belirleme potansiyeli taşıyor. 

    Uluslararası Enerji Ajansı, 2040’a kadar dünya genelinde bakır talebinin en az %50 artacağını öngörüyor. Çünkü bir elektrikli araçta 80 kg, bir rüzgâr türbininde ise tonlarca bakır kullanılıyor. Yalnızca yapay zekâ donanımları bile her yıl milyonlarca ton yeni bakıra ihtiyaç duyacak.  

    Bu yüzden Çinli bir milyarderin altın ticaretinden kazandığı 1,5 milyar dolarlık serveti bakıra yönlendirmesi tesadüf değil. Artık bakır bir sanayi metali olmanın ötesinde geleceğin jeopolitik anahtarlarından biri olarak tanımlanıyor. 

    Öte yandan yeni rezerv keşifleri sınırlı, mevcut projeler ise yavaş ilerliyor. 2024 itibarıyla arz-talep dengesi hızla bozulmaya başladı. Gözler bu nedenle bir kez daha aynı yere çevrildi: Afrika’ya. 

    AFRİKA: KIZIL METALİN KALBİ

    Bakır rezervleri bakımından dünyanın en zengin kıtalarından biri olan Afrika, yeni enerji çağının merkezine oturuyor. Özellikle Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) ve Zambiya, küresel bakır üretiminde öne çıkan iki ülke. KDC, tek başına küresel üretimin %14’ünü, Zambiya ise %4’ünü sağlıyor. 

    KDC’nin güneydoğusunda yer alan Katanga Havzası, sadece 2023 yılında açıklanan yeni küresel bakır rezervlerinin %65’ine ev sahipliği yaptı. Zambiya, vaktiyle kıtada sahip olduğu bakır üretimi liderliğini yeniden kazanmak istiyor: 2027’de üretimi 1 milyon ton/yıl, 2031’de ise 3 milyon ton/yıl seviyelerine çıkarmayı hedefliyor. 

    ÇİN’İN GÜÇLÜ VARLIĞI VE ABD’NİN GEÇ KALIŞI

    Son 20 yıldır Çin, Afrika’daki madenlerde sessiz ama derin bir nüfuz politikası izliyor. 2024’te Çin, Afrika’daki lityum madenlerine 4,5 milyar dolar; bakır ve kobalt altyapısına ise 7 milyar dolar daha yatırım yaptı. 

    Çin, kıtada bakır üretiminin yaklaşık dörtte birini doğrudan kontrol ederken; özellikle Kongo’da üretimin %70’inden fazlasını elinde tutuyor.  

    Bu yatırımlar, Çin’in sadece ham maddeye değil, dünyanın enerji geleceğine de hükmetme stratejisinin bir parçası. Çin’in erken adımları, onu Afrika’da neredeyse rakipsiz hâle getirdi. ABD ise Latin Amerika’daki güçlü varlığına rağmen Afrika’da stratejik yatırımlar açısından geç kaldı.   

    Amerika, “Maden Güvenliği Ortaklığı” (Minerals Security Partnership) adlı ittifakı kurarak Çin’e karşı atağa geçti. Amaç elbette Batı’nın kritik minerallere erişimini daha ucuza ve dolaysız şekilde sağlamak. 

    Bu bağlamda ABD’nin Zambiya’daki Mingomba sahasında yapay zekâ kullanarak KoBold Metals aracılığıyla büyük bir keşif yapması bakır savaşlarında önemli bir hamle oldu.  

    LOJİSTİK SAVAŞLARI: BAKIRIN YOLU DA REKABET ALANI

    Madenin çıkarılması kadar limanlara ulaştırılması da önemli.  Bugün Zambiya’da çıkarılan bakır, büyük oranda Tazara Demiryolu üzerinden taşınıyor. Bu hat Tanzanya’nın Darüsselam limanına kadar uzanıyor. 

    Ancak Lobito Koridoru Projesi, Angola üzerinden daha hızlı ve verimli bir ulaşım hattı sunmayı vadediyor. ABD’nin finanse ettiği bu proje tamamlanırsa bakırın Batı pazarlarına taşınmasında önemli bir rol oynayacak. Altyapı savaşları da bu yeni dönemde jeopolitik mücadelenin bir parçası. 

    AFRİKA HALKLARININ KAZANCI ÇOK DÜŞÜK

    Dünyanın ayrıcalıklı kesimi daha fazla tüketebilsin ve daha yüksek teknolojiye erişebilsin diye Afrika halkları hâlâ ilkel koşullarda çalıştırılıyor. Elektrikli araçlar için gereken bakırı çıkaran işçiler, kilometrelerce yol yürüyerek madenlere ulaşıyor. Yapay zekâ tüm dünyada eğitimi ve bilgiye ulaşımı dönüştürürken, Kongo’daki madenlerde karın tokluğuna çalıştırılan çocuklar okullarından ve temel eğitimden mahrum bir hayat sürüyor. Afrika’nın yer altı zenginlikleri kendi halkı için değil, başkalarının konforu için sömürülüyor. 

    Bozulan ekosistem, zehirli atık havuzları ve kuruyan nehirler bakır madenciliğinin ağır bilançosu.  Kongo ve Zambiya’da, madencilik faaliyetleri nedeniyle ortaya çıkan asitli su, içme suyu kaynaklarını kirletiyor, hayvanları öldürüyor. Madencilik sonucu tarım arazileri ağır metallerle zehirleniyor.  

    1960’LAR VE 70’LER: ZAMBİYA’DA BAKIRIN ALTIN ÇAĞI

    Bakır

    Kurucu lider Kenneth Kaunda döneminde Zambiya, bakır madenlerini kamulaştırdı. Bu dönemde Zambiya’nın ekonomisi neredeyse tamamen bakıra dayanıyordu. 

    1970’lerde, Zambiya’nın bakır ihracatı ülkenin döviz gelirinin %90’ını oluşturuyordu. Zambiya, kişi başına gelirde Sahra Altı Afrika’nın en zengin ülkelerinden biriydi. 

    Ancak 1973 Petrol Krizi sonrası dünya bakır fiyatlarında çok büyük bir düşüş yaşandı. Kaunda hükümeti plansız şekilde sadece bakıra bağımlı kaldığı için bu düşüş ülkeyi felakete sürükledi. Altyapı ve üretim çöktü, işsizlik arttı. Kamulaştırılan şirketler verimsizleşti, yabancı yatırım kaçtı. 1980’lere gelindiğinde Zambiya, artık borç batağında, enflasyonla boğuşan ve üretimi düşmüş bir ülkeydi. 

    Zambiya, 2000’li yıllarda Çin’in devreye girmesiyle yeniden canlandı. Ama bu sefer yabancı şirketler ön plandaydı. Kaunda dönemindeki “Afrika için Afrika kontrolü” ideali yerini küresel madencilik devlerinin hâkimiyetine bıraktı. 

    Yani Kaunda dönemi aslında “Afrika’nın kaynaklarını Afrikalılar yönetsin” idealinin erken bir örneğiydi. Cesur bir adımdı ama ekonomik gerçeklerle çatıştı. 

    KAYNAKTAN REFAHA

    Bugün bakır zengini Afrika ülkelerinin önünde tarihî bir eşik duruyor: Ya kaynaklarını bir kez daha başkalarının çıkarlarına teslim edip aynı kısır döngüyü sürdürecekler ya da yer altı zenginliklerini halkın refahına dönüştürecek yeni bir sayfa açacaklar. Bu dönüşüm yalnızca kaynağı millîleştirme politikalarıyla değil, stratejik planlama, uluslararası ilişkilerde denge kurabilme becerisi ve kalkınmaya dönük akılcı yatırımlarla mümkün olabilir. 

    Kongo ve Zambiya gibi ülkeler, hâlâ teknolojiye, nitelikli iş gücüne ve sermayeye bağımlı durumda. Tamamen içe kapanmak yerine, küresel güçleri birbirine karşı dengeleyerek, ülke çıkarlarını koruyan çok taraflı ve şeffaf iş birlikleri kurmak daha işlevsel olabilir. Bu iş birlikleri, yalnızca kaynakların çıkarılması için değil; aynı zamanda teknoloji transferi, yerli sanayi gelişimi ve insan kaynağının eğitimi gibi alanlarda da katkı sunmalı. 

    Ekonomik çeşitlilik de bu sürecin temel taşlarından biri. Sadece bakıra dayalı bir ekonomi kırılgan kalacaktır; buna karşılık madencilikten elde edilen gelirlerin tarım, altyapı, eğitim ve sağlık gibi stratejik alanlara yönlendirilmesi, orta-uzun vadede toplumun genel refah seviyesini artırabilir. 

    Kendi toprağının altındaki zenginliği yüzyıllardır başkalarının geleceği için harcayan Afrika şimdi yeni ve kritik bir çağın eşiğinde. Ya bu döngüyü kıracak ya da bir kez daha kendi hikâyesinde figüran kalacak.   

    Kaunda’nın “Afrika için Afrika kontrolü” yalnızca ekonomik bir model olarak değerlendirilmemeli zira kaynakların kontrolü kıta halkı için “onurlu bir yaşam” demek. Asıl mesele, kırmızı metalin kime ait olduğu değil, onun sayesinde kimlerin hayatının değiştiğidir. 

    Yazarın Faydalandığı Kaynaklar:

    https://www.gbreports.com/article/mining-in-africa-copper

    https://africanarguments.org/2025/02/zambia-who-will-benefit-from-the-global-copper-rush/

    https://www.mining.com/web/zambia-looks-to-uae-and-saudi-arabia-to-back-copper-expansion

    https://www.thenation.com/article/world/zambia-copper-colonialism

    Kaynak: Fokus+

    Afrika'nın Bakır Madenleri
    Önceki HaberAfrika sömürge dönemini geride bıraktı: Yeni rota uzay
    Sonraki Haber Fas, Gazze’ye 95 ton yardım gönderdi

    Benzer Haberler

    Etiyopya’nın eski Baş Müftüsü Hacı Ömer İdris vefat etti

    Ekim 20, 2025

    Madagaskar’da neler oluyor? Doç. Dr. Bayram perde arkasını anlattı

    Ekim 15, 2025

    Madagaskar’da tarih tekerrür ediyor

    Ekim 15, 2025

    TİKA’dan Namibya’da eğitim ve kalkınma projelerine destek

    Ekim 14, 2025

    Kolombiyalı paralı askerler: “Sudan’da çocuk askerleri eğittik”

    Ekim 14, 2025

    Orta Afrika Cumhuriyeti’nde binlerce isyancı silah bıraktı

    Ekim 14, 2025

    Son Haberler

    Sudan’ın El Faşir şehri abluka ve bombardıman altında

    Ekim 21, 2025

    Madagaskar’daki darbenin ardından yeni başbakan ataması

    Ekim 21, 2025

    Nijerya’da ayrılıkçı liderin serbest bırakılması talebiyle protestolar sürüyor

    Ekim 20, 2025

    Sudan, 30 ay sonra Hartum Havalimanı’nı yeniden açıyor

    Ekim 20, 2025

    Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’nun 85. oturumu başladı

    Ekim 20, 2025

    Dijital bağlantı zirvesi MWC Kigali 21 Ekim’de başlıyor

    Ekim 20, 2025

    Madagaskar’da ordu darbesinin ardından Z kuşağı söz sahibi olmak istiyor

    Ekim 20, 2025

    AfB, Türk şirketleriyle maden ve yenilenebilir enerji işbirliğini artırmayı hedefliyor

    Ekim 20, 2025
    Facebook X (Twitter) WhatsApp Instagram

    Kuzey Afrika

    • Mısır
    • Fas
    • Tunus
    • Cezayir
    • Libya
    • Sudan
    • Cibuti

    Doğu Afrika

    • Kenya
    • Tanzanya
    • Etiyopya
    • Uganda
    • Ruanda
    • Somali
    • Mauritius

    Orta Afrika

    • Kamerun
    • Kongo
    • Çad
    • Gabon
    • Ekvator Ginesi
    • Angola
    • Orta Afrika Cumhuriyeti

    Güney Afrika

    • Güney Afrika Cumhuriyeti
    • Namibya
    • Botsvana
    • Zimbabve
    • Mozambik
    • Zambiya
    • Angola

    Batı Afrika

    • Nijerya
    • Gana
    • Senegal
    • Fildişi Sahili
    • Mali
    • Cape Verde
    • Benin
    © 2025 Wall Africa Journal All rights reserved.
    • Gizlilik Politikası
    • Kullanım Şartları
    • Ortaklık Programı

    Arama metnini yukarı yazın ve Enter'a basın. İptal etmek için Esc yapın.