Afrika Birliği, kıtanın tarımsal yapısını dönüştürmeye yönelik kararlı bir adım atarak, 2035 yılına kadar tarımsal gıda üretimini %45 oranında artırmayı hedefleyen cesur bir On Yıllık Strateji’yi başlattı. Bu strateji, AfB’nin daha geniş bir vizyonu olan 2063 Ajandası çerçevesinde duyuruldu ve Afrika genelinde gıda güvenliği, sürdürülebilir tarım ve ekonomik dirençlilik konularına olan bağlılığını vurguluyor.
Tarıma dayalı sektör, Afrika ekonomilerinin belkemiğini oluşturuyor; kıta genelindeki iş gücünün %60’tan fazlasını istihdam ediyor ve gayri safi yurt içi hasılaya önemli katkılarda bulunuyor. Ancak iklim değişikliği, yetersiz altyapı ve sınırlı finansmana erişim gibi zorluklar, verimliliği engelleyen tarihsel engeller arasında yer alıyor. AfB’nin yeni stratejisi, modern tarım tekniklerini teşvik etmek, tarıma dayalı iş zincirlerini desteklemek ve iklim dostu uygulamalarla dayanıklılığı artırmak suretiyle bu olumsuz eğilimleri tersine çevirmeyi amaçlıyor.
İNNOVASYON VE YEREL ÇİFTÇİLERE DESTEK
İnisiyatif, mahsul ve hayvancılık üretiminde yenilik, sulama sistemlerinin iyileştirilmesi, küçük çiftçilerin pazarlara erişiminin artırılması ve agro-sanayi yatırımlarının teşvik edilmesi gibi temel alanlara odaklanacak. Aynı zamanda, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi (AfCFTA) ile uyumlu olarak, entegre ve rekabetçi bölgesel gıda pazarlarının oluşturulmasını hedefliyor.
GENÇLER VE KADINLAR İÇİN TARIMDA YENİ FIRSATLAR
Stratejinin merkezinde, gençlerin ve kadınların tarım sektöründe güçlendirilmesi bulunuyor. Bu, beceri geliştirme, girişimcilik desteği ve finansmana erişim ile sağlanacak. 2050 yılına kadar Afrika’nın nüfusunun 2.5 milyarı aşması beklenirken, tarımsal gıda sistemlerinin güçlendirilmesi, yalnızca gıda güvenliği için değil, aynı zamanda istihdam yaratma ve ekonomik büyüme için de kritik öneme sahip. AfB’nin stratejisinin, hem kamu hem de özel sektör yatırımlarını çekmesi bekleniyor ve bölgesel bloklardan ile uluslararası kalkınma ortaklarından güçlü destek alması öngörülüyor. Etkili bir şekilde hayata geçirilirse, bu strateji Afrika’nın gıda sistemlerini yeniden şekillendirerek, ithalat bağımlılığını azaltabilir ve kıtayı küresel tarım ticaretinde önemli bir oyuncu haline getirebilir.