Tunus merkezli Franceinfo kanalına konuşan Avukat Yassine Bouzrou, 3 Mayıs Cumartesi günü yaptığı açıklamada, müvekkili olan Aboubacar Cissé’nin ailesine, Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau’nun davetini kabul etmemelerini tavsiye etti. Bouzrou, “Tüm Fransa’nın önünde kendilerine bu kadar saygısız davranan bir bakanın yanına gitmemelerini öneriyorum” dedi.
Franceinfo’nun haberine göre, İçişleri Bakanı Retailleau, pazartesi günü, Gard bölgesindeki La Grand-Combe camisinde namaz kılarken 57 bıçak darbesiyle öldürülen Malili genç Cissé’nin ailesini kabul etmeyi planlıyor. Ancak avukat Bouzrou, bu görüşmeye katılmanın uygun olmayacağını belirtti. Ailenin daveti kabul edip etmeyeceği ise henüz netlik kazanmadı.
“CISSÉ’Yİ DÜZENSİZ GÖÇMEN DİYE TANIMLAMAK SAYGISIZLIKTIR”
Avukat Bouzrou, Bakan Retailleau’nun Cissé’yi “düzensiz bir durumda olan bir birey” olarak tanımlamasını eleştirdi ve bu ifadeyi “son derece saygısız” bulduğunu söyledi. Bouzrou’ya göre böyle bir söylem, hem Cissé’nin hem de ailesinin onurunu zedeleyen bir yaklaşımı yansıtıyor.
BAKANLIĞIN GEÇ TEPKİSİ
Fransız medyasına göre, İçişleri Bakanı’nın aileyle geç temasa geçmesi ve duyarsız bir tutum sergilemesi kamuoyunda tepki çekti. Bakan Retailleau, “Aboubacar Cissé düzensiz bir göçmendi. Ailesine ulaşmak zordu çünkü aile üyeleri Afrika’da farklı ülkelerdeydi. Bazıları kuzen ya da amca olduklarını söylüyorlardı. Ancak biz yalnızca yasal olarak tanınan aile bireyleriyle görüşebiliriz” açıklamasında bulundu.
CAMİYİ 48 SAAT SONRA ZİYARET ETTİ
Bakan Retailleau’nun olayın gerçekleştiği camiyi ancak cinayetten 48 saat sonra ziyaret etmesi de tepkilere neden oldu. Protestolara katılan birçok kişi, bu geç ziyaretin aileye ve Müslüman topluma karşı duyarsızlık anlamına geldiğini savundu.
RETAILLEAU MECLİS’TE KENDİNİ SAVUNDU
Öte yandan Retailleau, Ulusal Meclis’te yaptığı konuşmada, muhalefetteki sol partilerin kendisini “Fransa’daki Müslümanlara yeterince destek vermemek” ile suçlamasına karşı çıktı. Bakan, çifte standart uyguladığı yönündeki eleştirileri reddederek, tüm vatandaşlara eşit mesafede olduğunu savundu.
Bu olay, Fransa’da göçmen kökenli topluluklara yönelik söylem ve tutumların yeniden tartışma konusu olmasına yol açtı