Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı, ABD’den sınır dışı edilen sekiz göçmenin Juba’da yetkili makamların gözetiminde olduğunu duyurdu. “İlgili makamlar şu anda bu kişileri incelemekte ve güvenlik ile refahlarını sağlamaktadır,” denilen açıklamada, işlemlerin “özenle ve detaylı değerlendirmeyle” yürütüldüğü ifade edildi. Açıklamaya göre, bu adım ABD ile Güney Sudan arasındaki ikili iş birliği çerçevesinde, insani bir jest olarak atıldı. Sınır dışı edilen sekiz kişiden sadece biri Güney Sudan vatandaşı. Geri kalanlar ise şu ülkelerden: Myanmar (2 kişi) Küba (2 kişi) Vietnam, Laos ve Meksika (1’er kişi).
Bu kişilerin Güney Sudan’a gönderilmesi, Trump yönetiminin bazı göçmenleri kendi ülkeleri tarafından kabul edilmedikleri için üçüncü ülkelere yönlendirme stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.
ULUSLARARASI HUKUK UZMANLARINDAN TEPKİ
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından atanan 11 bağımsız uzman, sınır dışı uygulamasını sert bir dille eleştirdi: “Uluslararası hukuk açık: Bir kişi, işkence, zorla kaybetme veya keyfi şekilde yaşam hakkından yoksun bırakılma riski bulunan bir ülkeye gönderilemez. Göçmenler Mayıs ayında ABD’den Güney Sudan’a gönderilmek üzere yola çıkarıldı ancak bir ABD Bölge Mahkemesi’nin üçüncü ülkeye sınır dışı kararlarına geçici durdurma getirmesiyle uçak Cibuti’de durduruldu. Ancak bu karar, ABD Yüksek Mahkemesi tarafından bu ayın başında kaldırıldı ve grup 5 Haziran’da Güney Sudan’a ulaştı.Kimliğinin gizli kalmasını isteyen bir yetkiliye göre, göçmenler ABD Deniz Piyadeleri (Marines) eşliğinde teslim edildi.
“VATANDAŞLARIMIZA BAĞLILIĞIMIZ SÜRÜYOR”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Apuk Ayuel Mayen, ülkesinin yalnızca vatandaşlarına değil, Güney Sudan ile bağı olan herkese sahip çıkacağını söyledi: “Her ne koşulda olursa olsun dönen vatandaşlarımıza ve Güney Sudan ile tanınmış bağı olan kişilere bağlılığımızı sürdürüyoruz.” Bu gelişme, Devlet Başkanı Salva Kiir ile yardımcısı Riek Machar arasındaki siyasi rekabetin yeniden alevlendiği bir döneme denk geliyor. Mart ayında açık çatışmalara dönüşen bu gerilim, 2013–2018 yılları arasında yaklaşık 400 bin kişinin ölümüne neden olan iç savaşın tekrar başlayabileceği yönündeki endişeleri artırmış durumda.