ABD Başkanı Donald Trump, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile Ruanda arasında yıllardır süren çatışmaları sona erdirmeyi amaçlayan barış anlaşmasına Washington’da ev sahipliği yapacak. Zirvede Kongo Devlet Başkanı Felix Tshisekedi ile Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame’nin barış anlaşmasını imzalaması bekleniyor. Zirvenin tarihi henüz açıklanmamış olsa da önümüzdeki günlerde gerçekleşeceği belirtiliyor. Toplantıya Burundi ve Katar başta olmak üzere çok sayıda Afrika ve Arap liderinin katılması da planlanıyor. Amaç, Kongo’nun doğusunda büyük insani kayıplara yol açan çatışmalara diplomatik çözüm getirmek ve iki ülke arasındaki gerilimi resmi olarak sonlandırmak.
Zirve öncesi bölgede çatışmalar yeniden arttı. Kongo’nun doğusunda hükümet güçleri ile Ruanda tarafından desteklendiği öne sürülen M23 isyancı grubu arasında çatışmalar şiddetlendi. Kongo ordusu, isyancıların barış sürecini “sabote etmeye çalıştığını” savunurken M23, ordunun ateşkesi ihlal ederek saldırı başlattığını iddia etti.
M23 ZİRVEDE YER ALMAYACAK
M23, yılın başında geniş çaplı saldırılar düzenleyerek bölgenin büyük kısmını ele geçirmişti. Binlerce kişi hayatını kaybetti ve çok daha fazlası yerinden edildi. Grup, Goma ve Bukavu gibi stratejik şehirlerde dahil olmak üzere doğu bölgesinin kontrolünü elinde tutuyor.

Kongo Ordu Sözcüsü General Sylvain Ekenge, Salı günü Güney Kivu’daki köylere yeni saldırı yapıldığını açıkladı. Bölgede operasyonların sürdüğünü ifade eden Ekenge, saldırıların Bukavu’ya yaklaşık 75 kilometre mesafede gerçekleştiğini bildirdi. M23 ise Kongo ordusunun Burundi askerleriyle birlikte hava ve kara destekli operasyon düzenlediğini öne sürdü. Burundi bu konuda henüz ise açıklama yapmadı.
Zirvede M23 yer almayacak. Grup, Katar öncülüğünde sürdürülen paralel görüşmelerde hükümetle ayrı müzakere yürütülüyor.
UMUT VADEDİYOR FAKAT ZORLU BİR SÜREÇ BEKLİYOR
ABD yönetimi barışın sağlanması durumunda bölgeye yapılacak yatırımların artacağını öngörüyor. Trump, iki ülkenin dışişleri bakanlarını haziran ayında anlaşmaya ikna ettiklerini söylemiş ve bunu “şanlı bir zafer” olarak nitelendirmişti.
Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nden Bram Verelst, BBC’ye yaptığı açıklamada:
“Şu anda sahada ateşkes yok. M23 isyanı büyüyor ve kontrolünü güçlendiriyor.” sözlerine yer verdi.
Verelst, imzaların çatışmayı hemen durdurmayacağını ancak liderlerin taahhütlerinin takibi açısından bir umut doğurabileceğini söyledi. Ruanda, bölgede varlık gösteren FDLR milislerinin silahsızlandırılmasını talep ederken; Kongo, Ruanda ordusunun ülke topraklarından çekilmesini barışın koşulu olarak öne sürüyor. Anlaşma taslağında her iki talebin de yer aldığı belirtiliyor. Ancak geçmişte benzer barış anlaşmalarının başarısız olması sürecin kırılganlığını artırıyor.
Kongo hükümeti ayrıca M23’ün işgal ettiği bölgeleri terk etmesini istiyor. Grup ise bu talebe yanaşmıyor.
ABD’NİN İLGİSİNİN TEMELİNDE YATAN MADENLER
ABD Dışişleri Bakanlığı, Kongo’nun 25 trilyon dolar değerinde maden rezervine sahip olduğunu duyurdu. Kobalt, lityum, bakır, manganez ve tantal gibi kritik mineraller; elektrikli araçlar, telefonlar, rüzgar türbinleri ve askeri teknolojilerin vazgeçilmez hammaddeleri arasında yer alıyor.
Trump, haziranda yaptığı açıklamada:
“Bunun bir parçası olarak, ABD adına Kongo’daki maden haklarının çoğunu alıyoruz.” demişti.

Siyaset bilimci Prof. Jason Stearns ise ABD’nin iki ülke arasında hidroelektrik, madencilik ve altyapı alanlarında ekonomik ortaklık kurmayı hedeflediğini söyledi. Stearns:
“Mantık şu; barış ekonomik kazanç getirir.” ifadelerini kullandı.
Stearns ayrıca, Kongo’nun anlaşmayı imzalamaya hazır olduğunu fakat “Ruanda birlikleri çekilmeden uygulamaya geçmeyeceğini.” belirtti. Katar ve ABD arabuluculuğu koordineli biçimde sürdürüyor. Katar’ın Ruanda ile, ABD’nin ise Kongo ile daha yakın bağlara sahip olduğu kaydediliyor.
Washington’da yapılacak zirve, bölgenin geleceği için kritik kabul ediliyor. Anlaşmanın başarıya ulaşması halinde hem insani kriz hafifleyebilir hem de ekonomik yatırımların önü açılabilir. Ancak sahadaki çatışmalar ve karşılıklı güvensizlik, barış yolunun uzun ve zorlu olacağına işaret ediyor.
Kaynak: BBC

