Tunus Cumhurbaşkanı Kais Said, Nahda üyelerine yönelik yargılama sürecini başlatıyor. Salı günü, yaklaşık kırk kişi, ”devlet güvenliğine karşı komplo kurmak” suçlamasıyla yargılanacak. STK’lar ve muhalefet, davayı “boş” ve “siyasi” bir süreç olarak nitelendiriyor.
SUÇLAMALAR VE YARGILANAN İSİMLER
Davada, parti liderleri, avukatlar, medya mensupları ve aktivistler de dahil olmak üzere çeşitli kesimlerden yaklaşık kırk kişi yargılanacak. Birçok sanığın yabancı ülkelerle, özellikle diplomatlarla bağlantılı olduğundan şüpheleniliyor. Savunma, sanıkların ”devletin iç ve dış güvenliğine karşı komplo kurmak” ve ”terör örgütüne üyelik” suçlamalarıyla yargılandığını belirtiyor. Bu suçlamalar, ağır hapis cezalarını ve idam cezası ile sonuçlanabilir.
Yargılanan önemli isimler arasında El Cumari Partisi lideri İsam Çebbi, avukat Cevher Ben Mbarek, Nahda Partisi’nin eski üst düzey yöneticilerinden Abdülhamid Jelassi yer alıyor. Ayrıca, aktivistler Hayam Turki ve Chaïma Issa, iş insanı Kamel Eltaïef ve eski milletvekili Bochra Belhaj Hmida da davada yargılananlar arasında. Hmida şu an Fransa’da bulunuyor. Sanıklar arasında Fransız düşünür Bernard-Henri Lévy de yer alıyor.
SAVUNMA VE TEPKİLER
Cevher Ben Mbarek, hücresinden yaptığı açıklamada, ”eleştirel seslerin sistematik bir şekilde ortadan kaldırılmasını” amaçlayan ”yargısal tacizi” kınadı. Ben Mbarek, Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FSN) kurucuları arasında yer alıyor. Avukatı Dalila Msaddek ise dava dosyasının “boş” olduğunu ve suçlamaların ”yalan tanıklığa dayandığını” savundu.
Sanıkların duruşmalara görüntülü görüşme yoluyla katılmalarına karar verildi. Sanık yakınları, tutukluların duruşmalara fiziken katılmasını talep etti, ancak bu talep reddedildi. FSN Başkanı Ahmed Necib Chebbi, adil bir yargılamanın şartlarının yerine getirilmesi gerektiğini belirtti.
Ennahda yetkilisi Riadh Chaibi, davanın ”tanıkların ve delillerin gizli olduğu” bir dava olduğunu söyledi. Avukat Samir Dilou, davanın ”yargısal saçmalıktan yargısal deliliğe” dönüşmeye başladığını ifade etti.
NELER YAŞANDI
2011’deki Arap Baharı’ndan bu yana, Tunus’ta hak ve özgürlüklerin gerilediği eleştirileri artıyor. Cumhurbaşkanı Said, 2021 yazında gerçekleştirdiği darbeden bu yana muhalefet ve STK’lar tarafından ağır şekilde eleştiriliyor.
Şubat ayında, Nahda Hareketi’nin lideri ve eski parlamento başkanı Raşid Gannuşi, ”devlet güvenliğini tehlikeye atma” suçundan 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Tunus’taki muhaliflere yönelik zulmü kınadı ve suçlamaların belirsiz ve geniş kapsamlı olduğunu vurguladı. Tunus Dışişleri Bakanlığı ise bu eleştiriler karşısında ”şaşkınlık” duyduklarını belirtti ve BM’nin söz konusu kişilerin siyasi faaliyetlerle değil, kamu hukuku suçlarından dolayı yargılandığını ifade etti. Tunus Dışişleri Bakanlığı,
“Kendilerini açıklama yapacak veya ders verecek konumda sananlara Tunus ders verebilir ” sözlerine yer verdi.