Kenya Yüksek Mahkemesi, yıllardır vatansız sayılan binlerce Somali kökenli Kenyalının vatandaşlık haklarının geri verilmesine karar verdi. 21 Ocak 2025’te alınan bu karar, yanlışlıkla mülteci olarak kaydedilen kişilerin mülteci veri tabanından çıkarılmasını ve Kenya kimlik kartlarının verilmesini öngörüyor. Uzun süredir temel haklardan mahrum kalan binlerce insan için yeni bir dönem başlıyor.
YANLIŞ KAYDEDİLEN VATANDAŞLAR
1990’lı yıllardan bu yana binlerce Somali kökenli Kenyalı, mülteci olarak yanlış sınıflandırıldı. Kuraklık ve iç karışıklık nedeniyle zor durumdaki aileler, çocuklarını mülteci kamplarına kaydettirdi. Bu durum Kenya’nın dijital kimlik sisteminde karışıklığa sebep oldu. Bu kişileri yıllarca mülteci olarak tanımladı ve vatandaşlık haklarından mahrum kaldı.
Bu yanlış sınıflandırma, kimlik kartı alamayan binlerce kişinin temel hizmetlere erişimini engelledi. Banka hesabı açamayan, resmi iş bulamayan ve hatta serbestçe seyahat edemeyen bireyler büyük mağduriyet yaşadı. Kimlik kartı olmadığı için eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanamayan binlerce kişi, polis kontrollerinde sık sık gözaltına alındı.
VATANDAŞLIK HAKKI GERİ VERİLİYOR
Mahkemenin aldığı kararla birlikte, Kenya hükümetine 60 gün içinde uygun kişileri mülteci veri tabanından çıkarması talimatı verildi. Ayrıca, halen benzer durumda olanların vatandaşlık süreçlerinin hızlandırılması için inceleme mekanizmalarının güçlendirilmesi kararı alındı.
Kimlik kartına yeniden kavuşan 34 yaşındaki bir vatandaş, bu gelişmeyi şöyle değerlendirdi: “Sonunda bir Kenyalı olarak tanındım. Artık kendi ülkemde bir misafir değilim. Seyahat edebilirim, çalışabilirim ve üniversiteye gidebilirim. Bu benim için büyük bir zafer!”
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARINDAN ÇAĞRI
Bu karar, yıllardır bölgedeki marjinal topluluklar için mücadele eden insan hakları örgütleri tarafından memnuniyetle karşılandı. Haki na Sheria adlı kuruluşun İcra Direktörü Yussuf Bashir, hükümetin yalnızca davada adı geçenler için değil, tüm mağdurlar için harekete geçmesi gerektiğini belirtti:
“Bu karar, adaletin sağlanması adına büyük bir adım. Ancak hükümet, tüm mağdurların haklarını geri kazanmalarını sağlamak için derhal harekete geçmelidir.”
DİJİTAL KİMLİK SİSTEMİNİN ZORLUKLARI
Bu dava, dijital kimlik sistemlerinin yönetimindeki eksiklikleri de gözler önüne serdi. Kenya hükümeti, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile iş birliği yaparak mültecileri biyometrik verilerle kaydetmişti. Ancak, sistemde bir kez mülteci olarak yer alan kişilerin statülerini düzeltmek neredeyse imkânsız hale gelmişti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Belkis Wille, bu tür sistemlerin dikkatli yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Bu dava, hatalı dijital kayıtların nasıl temel insan haklarını ihlal edebileceğini gösteriyor. Hükümetler, vatandaşlık haklarını koruyacak şekilde bu sistemleri yönetmeli.”
GELECEĞE UMUTLA BAKMAK
Bu tarihi karar, Somali kökenli binlerce Kenyalı için hukuki bir zafer olmanın ötesinde, yıllardır süren mağduriyetin son bulması adına büyük bir adım. İnsan hakları savunucuları, hükümetin kimlik kartı vermekle kalmayıp, mağdurların geçmişte kaybettikleri fırsatları telafi edecek reformlar yapmasını da talep ediyor.
Binlerce kişi için bu karar, yalnızca bir kimlik kartına kavuşmak değil, kendi ülkelerinde artık görünmez olmayacakları, tam vatandaş olarak haklarını kullanabilecekleri yeni bir başlangıç anlamına geliyor.