Doğu Afrika Topluluğu (EAC) ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC) liderleri, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusunda devam eden çatışmalara çözüm bulmak amacıyla Tanzanya’nın Darüsselam şehrinde bir araya geldi. Büyük Göller bölgesinde yıllardır devam eden şiddet ve istikrarsızlık, bölgesel liderlerin ortak bir çözüm geliştirme çabalarını zorunlu hale getiriyor.
Zirveye, SADC’nin 16 üye ülkesi ile EAC’nin 8 üye ülkesinden devlet başkanları ve bakanlar katıldı. Cuma günü bakanlar düzeyinde bir toplantı gerçekleştirildi. Bugün ise devlet başkanlarının bir araya geldiği bir program gerçekleşecek. Liderler, Luanda ve Nairobi süreçleri çerçevesinde daha önce başlatılan ancak sekteye uğrayan barış girişimlerini yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Bu süreçte, hem SADC hem de EAC’ye üye olan Tanzanya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti arabuluculuk açısından kilit bir rol oynuyor.
Tshisekedi ve Kagame arasındaki diyalog yeniden başlatılmalı
Görüşmelerin temel odak noktalarından biri, Demokratik Kongo Cumhuriyeti Devlet Başkanı Félix Tshisekedi ile Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame arasında doğrudan diyaloğun yeniden kurulması oldu. Uzmanlar, iki liderin arasındaki diplomatik gerginliğin bölgedeki krizin derinleşmesine neden olduğunu ve bu durumun çözüm sürecini tıkadığını belirtiyor.
Ancak, son dönemde Doğu Kongo’da önemli kazanımlar elde eden M23 isyancı grubunun bu görüşmelerde temsil edilmemesi, barış sürecinin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor. M23, yakın zamanda Goma kentini ele geçirerek Bukavu’ya doğru ilerlemeye başladı ve bu durum, bölgedeki güvenlik krizini daha da ağırlaştırdı.
SADC Başkanı Mnangagwa ”M23 ile görüşmek şart!”
Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC) Dönem Başkanı ve Zimbabve Devlet Başkanı Emmerson Mnangagwa, zirvede yaptığı açıklamada, M23 ile doğrudan temas kurulmaksızın kalıcı bir çözüme ulaşmanın zor olacağını vurguladı. Ancak şu an için M23, resmi görüşmelere dahil edilmiş değil. Bu durum, olası bir barış anlaşmasının uygulanabilirliğini tartışmalı hale getiriyor.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler (BM), M23 grubunun Ruanda tarafından desteklendiğine dair ciddi iddialar öne sürüyor. BM raporlarına göre, Ruanda hükümeti M23’e askeri ve lojistik destek sağlıyor. Goma çevresindeki son çatışmaların, en az 3.000 kişinin ölümüne ve bir milyondan fazla insanın yerinden edilmesine yol açtığı belirtiliyor. Ruanda ise bu suçlamaları kesin bir dille reddediyor ve M23 ile herhangi bir bağlantısı olmadığını savunuyor.
İnsani kriz büyüyor
Bölgedeki çatışmaların şiddetlenmesi, büyük bir insani krizi de beraberinde getirdi. Yerinden edilen siviller; güvenli barınak, temiz su, gıda ve sağlık hizmetlerine erişmekte büyük sıkıntılar yaşıyor. Ayrıca altyapıya verilen ağır hasarlar nedeniyle bölgedeki ekonomik faaliyetler neredeyse durma noktasına geldi.
Darüsselam’daki zirvenin süregelen çatışmalara kalıcı bir çözüm sunup sunamayacağı belirsizliğini koruyor. Bölge liderleri barış sürecinin ilerleyebilmesi için diplomatik çabalarını artırmayı planlasa da uzmanlar uluslararası toplumun daha güçlü bir şekilde devreye girmemesi durumunda çatışmaların devam edebileceğini öngörüyor.