Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) Cumhurbaşkanı Félix Tshisekedi ve Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame, 8 Şubat’ta Tanzanya’nın Darüsselam kentinde düzenlenecek kritik bölgesel zirveye katılacak. Doğu Afrika ve Güney Afrika liderleri, KDC’nin doğusunda giderek tırmanan krize çözüm arayacak.
Bölgesel istikrar için ortak çaba
Doğu Afrika Topluluğu (EAC) ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC), nadir bir ortak girişimle güvenlik konularını ele almak için bir araya geliyor. Zirve öncesinde, 7 Şubat’ta iki bloktan bakanlar bir araya gelerek gündemi belirleyecek, ardından devlet başkanları 8 Şubat’ta görüşmelerde bulunacak.
Zirve, Zimbabve Cumhurbaşkanı ve SADC Dönem Başkanı Emmerson Mnangagwa ile Kenya Cumhurbaşkanı ve EAC Dönem Başkanı William Ruto arasındaki görüşmeler sonucunda planlandı. Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan ise toplantıya ev sahipliği yapmayı kabul etti.
Görüşmeler, Ruanda ile KDC arasındaki gerilimin arttığı bir dönemde gerçekleşiyor. Kinşasa yönetimi, M23 adlı silahlı grubun yeniden güçlenmesinden Ruanda’yı sorumlu tutarken, Kigali yönetimi bu suçlamaları reddediyor.
Zirveye Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni ve Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud gibi liderler de katılacak.
Doğu ve Güney Afrika’nın güvenlik hamlesi
Burundi, KDC, Kenya, Ruanda, Somali, Güney Sudan, Tanzanya ve Uganda’nın yer aldığı EAC, bölgedeki barış çabalarına aktif olarak katılıyor. Öte yandan Angola, Botsvana, Mozambik, Namibya ve Güney Afrika gibi 16 ülkeden oluşan SADC da KDC’deki güvenlik sorunlarını ele alan aktörlerden biri.
KDC’nin hem EAC hem de SADC üyesi olması, bölgesel dinamikleri daha da karmaşık hale getiriyor. Geçtiğimiz haftalarda düzenlenen bir EAC zirvesine Cumhurbaşkanı Kagame katılırken, Cumhurbaşkanı Tshisekedi ise aynı tarihlerde farklı bir SADC toplantısına katılmayı tercih etti. Bu durum, KDC’nin iki blok arasındaki denge arayışını gözler önüne serdi. Tanzanya’daki zirvenin, bu bölgesel ayrılıkları aşması ve ortak bir güvenlik stratejisi geliştirilmesi açısından önemli olduğu vurgulanıyor.
KDC’de artan şiddet ve M23 tehdidi
Son haftalarda KDC’nin doğusundaki kriz derinleşti. KDC hükümeti ve Birleşmiş Milletler, Ruanda’yı M23 grubunu desteklemekle suçlarken, Ruanda bu iddiaları reddediyor. Ocak ayı sonunda M23 savaşçıları, Kuzey Kivu eyaletinin başkenti Goma’ya ilerleyerek stratejik noktaları ele geçirdi. Bu gelişme, insani kriz tehlikesini daha da artırdı.
BM raporlarına göre, 26-31 Ocak tarihleri arasında M23 ile KDC ordusu arasındaki çatışmalarda en az 700 kişi hayatını kaybetti, 2.800’den fazla kişi ise yaralandı. Cumhurbaşkanı Tshisekedi, 29 Ocak’ta yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, M23’e karşı “güçlü ve koordineli bir askeri yanıt” verileceğini duyurdu.
Güney Kivu’daki askeri gelişmeler
M23’ün Goma’daki ilerleyişine rağmen, KDC ordusu Güney Kivu eyaletine yayılmasını engellemeyi başardı. Hafta sonu hükümet güçleri, Sanzi, Muganzo ve Mukwidja köylerini M23’ten geri aldı.
Tanzanya’daki zirvede, gerilimi düşürmek, bölgesel güvenlik mekanizmalarını güçlendirmek ve EAC ile SADC liderleri arasında iş birliğini artırmak gibi konular masaya yatırılacak.
Zirveden beklentiler neler?
Afrika’nın önde gelen liderlerinin bir araya geleceği toplantıda, barış çabalarının yeniden canlandırılması yönünde taahhütler bekleniyor. Ancak, geçmişte yapılan diplomatik girişimler şiddeti durdurmakta yeterli olamamıştı. Bu nedenle, zirvenin doğu KDC’deki milyonlarca insanı etkileyen çatışmalara kalıcı bir çözüm getirip getiremeyeceği büyük bir soru işareti olarak duruyor.