Çöl denince akla aşırı sıcaklar ve kurak bir iklim geliyor olsa da bu kuralın belki de en belirgin istisnalarından birisi, Kuzey Afrika ülkesi Libya’dır. Nüfusunun yüzde 78’inin Akdeniz kıyısında yaşadığı ülke, suyunu topraklarının yüzde 90’ını oluşturan çölden içiyor.
Libyalılar devrik lider Muammer Kaddafi’nin 42 yıl süren iktidarında, yaptığı en önemli icraatı olan 30 milyar dolarlık projesi sayesinde deniz suyunu arıtma zahmetine girmeden, tatlı suya ulaşabiliyor.
Büyük Yapay Nehir Projesi olarak isimlendirilen ve Kaddafi’nin devrildiği güne kadar 28 yıl süren proje, ülkede yaşanan istikrarsızlık nedeniyle zaman zaman tehdit ve sabotajlara maruz kalıyor.
Ülkede iç savaşın en şiddetli olduğu 2019 yılı ve sonrasında yapay nehir üzerinde bazı siyasi ve askeri figürlerin kirli siyaset deneyimleri daha da artmış, uluslararası müdahale ve girişimler sonucunda su güvenliği kısmen de olsa sağlanmıştır.
Libya İnsan Hakları Dayanışma Örgütü’nün verilerine göre, ülkede iktidar boşluğunun yaşandığı yıllarda onlarca saldırı yapılmış, 15 Mayıs 2013 ile 17 Aralık 2018 tarihleri arasındaki kısa sürede bile Büyük Yapay Nehir projesi içme suyu sistemine 64 saldırı düzenlenmiş, 96 kuyunun malzemeleri çalınmıştır.

Saldırılar 2019 yılı ve sonrasında da devam etmiştir. Bu saldırıların en önemlilerinden birisi 22 Mayıs 2019 tarihinde ülkenin doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e bağlı askeri birliklerin kontrolündeki Hasevne bölgesindeki su şebekesinin devre dışı bırakılmasıydı.
Libya İnsan Hakları Dayanışma Örgütü, suyun kesilmesi nedeniyle yaptığı açıklamada saldırıyı, “uluslararası insan hakları kapsamında savaş suçu” olarak nitelendirmiş ve Libya’nın batısındaki bölgelere içme suyu tedarikinin kesilmesine derhal son verilmesi çağrısında bulunmuştur.
Zamanın Libya yönetimini de eleştiren Dayanışma Örgütü, Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) bu suçlardan sorumlu silahlı milisleri tutuklayamamasını kınamış ve bunun görev ihmali olduğunu kaydetmiştir.
ÜLKENİN KUZEYİNİ HAFTALARCA SUSUZ BIRAKAN SABOTAJ
Kayıtlara geçen en önemli tehdit Ağustos 2021’de yaşandı. Tutuklu eski Libya istihbarat şefi Abdullah el-Senusi’nin destekçileri, ülkedeki birçok şehir ve köye su tedarikini keserek ülkenin batısını susuz bıraktı.
Hedefleri, Arap Baharı ayaklanmasını kanlı bir şekilde bastırdığı için 2015 yılında idama mahkum edilen Senusi’nin serbest bırakılmasını sağlamaktı. Kaddafi’nin ikinci eşinden bacanağı da olan Senusi’yi destekleyen silahlı gruplar, su pompalama işleminin durdurulmasını sağlamak için Cafera Ovası’ndaki Hasevne sitemine silahlı baskın düzenlemiştir.
Senusi’nin mensubu olduğu Magarha kabilesine bağlı milisler, “esir” olarak nitelendirdikleri Senusi’nin tutuklu kalması konusunda “artık sessiz kalmayacaklarını” belirterek, “sağlığının kötüleşmesi, kanser teşhisi ve tıbbi tedavisinin reddedilmesi” gibi gerekçelerle su akımını kesmiş, Libya yöneticilerine ise Senusi’yi serbest bırakmaları için 72 saatlik bir süre bile vermiştir.

Halbuki Senusi, Kaddafi döneminde başkent Trablus’un güneyindeki Ebu Selim Hapishanesi Katliamı’ndan da sorumlu tutulmakta, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından da talep edilmektedir. Ebu Selim hapishanesinde 1200 siyasi mahkum kurşuna dizilmiş, mahkumların ailelerinin 2011’deki devrime kadar içerdekilerin akıbeti hakkında bilgileri dahi olmamıştır. Böyle katliamlardan sorumlu siyasi figürler için bile ülkenin en büyük projesi sabote edilebilmektedir.
30 MİLYAR DOLARLIK BÜYÜK YAPAN NEHİR FİKRİNİN ORTAYA ÇIKIŞI
Kaddafi tarafından dünyanın 8. Harikası olarak da isimlendirilen proje, 3 Ekim 1983 tarihinde gün yüzüne çıkarak ve şekillenmiştir. Libyalılar yapay nehrin insanlık tarihinde bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük su taşıma projesi olduğu da söylenmektedir.
Ülkeyi susuzluk gibi bir felaketten kurtarmak amacıyla yola çıkılan projenin temel taşını Kaddafi, 28 Ağustos 1984 tarihinde, Câlu kentindeki Serir bölgesinde bizzat kendisi koyarak başlatmıştır.
Proje tarım, sanayi ve içme suyu amaçları için günlük yaklaşık 6,5 milyon metreküp tatlı su taşıma kapasitesindedir. Bu miktarın yüzde 75’inden fazlası tarımsal amaçlara ayrılmış, bu şekilde kıyı şeridi bölgelerinde yeraltı sularından çekimi azaltmayı amaçlamıştır.
Toprağın altına gömülmüş olan devasa borular aracılığı ile tatlı suyun ülkenin kuzeyine taşınmasını amaçlayan projede kullanılan boruların çapı 4 metre, uzunluğu ise 7 metredir. Bu borular Libya’da kurulan 2 fabrikada üretilmiş, ilk aşamada nehrin uzunluğu 4 bin kilometreden fazla olacak şekilde hesaplanmıştır.
Projenin iki hattı, güneydoğuda Cağbub, Kufra ve Serir vahalarındaki su ile güneybatıdaki Fizan Havzası ile Cebel el-Hasevne sahalarından başlayarak, nüfusun yoğunlaştığı kuzeydeki tüm şehirlere kadar uzanmaktadır.
Diğer iki nehir kolu ise güneybatıdaki Gadamis ve Hasevne vahalarından gelmektedir. Öte yandan Afrika kıtasındaki bazı nehirlerden de projenin beslenmesi yönünde çalışmalar yapılmıştır.

Nehir, çoğu 500 metre derinliğinde olan 1300 kuyudan oluşmaktadır. Boru hatları günlük 6,5 milyon metreküp suyu Zaviye, Trablus, Bingazi, Tobruk, Sirte ve Ecdebiye gibi büyük şehirlere taşıyor.
Büyük Yapay Nehir, 1991 yılından bu yana, daha önce kıyıya yakın yeraltı sularına ve deniz suyunun tuzdan arındırılmasına bağımlı olan Libya’nın kuzeyindeki yoğun nüfuslu şehirler ve tarım bölgeleri için hayati önemde içme ve sulama suyu sağlamaktadır.
ÇÖLDEKİ SUYUN KEŞFİ
Yeraltı suyu ilk kez 1950’lerde, Libya’nın güneydoğusundaki Kufra bölgesinde petrol aramaları sırasında keşfedildi. Daha sonraki analizler, bu suyun yaşının 10 bin ile 1 milyon yıl arasında değiştiğini ve son buzul çağının sonunda, Sahra’nın daha ılıman bir iklime sahip olduğu dönemde kumtaşı tabakalarına sızdığını ortaya koydu.
Bazı Libyalı yetkililer, bu dev yeraltı rezervlerinin binlerce yıl boyunca su sağlamaya devam edebileceğini ileri sürdü. Ancak uzmanlar, Nubya Kumtaşı Yeraltı Suyu Sistemi’nin yenilenebilir olmadığını ve bu nedenle suyun sınırlı olduğunu belirterek bu iddiaların abartılı olduğunu ifade etmiştir.

Yeraltı sularının tükenmesi durumunda, bölgede ciddi bir su kıtlığı yaşanabileceği ve yeterli deniz suyu arıtma altyapısı kurulmadığı sürece büyük sorunlar doğacağı varsayımı hala gündemdedir.
PROJENİN HAYATA GEÇİRİLMESİ SERÜVENİ VE SUYUN KUZEYE ULAŞMASI
Tazirbu ve Serir sahalarında yüzlerce kuyu açıldı ve su yaklaşık 500 metre derinlikten çıkarılarak, çift boru hattıyla Ecdebiya’daki bir depoya taşındı. Bu depo 1989’da ilk suyunu aldı.
Buradan su, batıya Sirte’ye ve kuzeye Bingazi’ye pompalanmaya başlandı. Projenin ilk aşaması 1991’de Bingazi’de resmen tamamlandı.
Bu aşamada nehir, güneydeki kuyu sahaları ile kuzeydeki şehirler arasında uzanan yaklaşık 1600 kilometrelik çift boru hattı üzerinden günlük 2 milyon metreküp su taşıyabiliyordu.
İkinci aşama, 1996’da Trablus’a içme suyu sağlanmasıyla başladı. Bu aşamanın suyu, Cebel el-Hasevne bölgesindeki üç kuyu sahasından temin edildi. Boru hatlarından biri Kasr eş-Şuveyrif’ten Terhune’ye, diğeri ise kıyıya ulaşıp Misrata gibi şehirlere su sağladıktan sonra Trablus’ta son buldu.
Üçüncü aşama 2009’da tamamlandı ve toplam 1200 kilometre yeni boru hattı eklendi. Bu aşama, günlük su kapasitesini 3,68 milyon metreküpe çıkardı. Ayrıca Cagbub vahasından Tobruk’a günlük 138 bin metreküp ilave su sağlandı.
Dördüncü ve beşinci aşamalar, güneydoğudaki Kufra bölgesindeki kuyu sahalarına kadar uzanan yeni hatları, Gademis yakınlarından Zaviye ve Zuvara’ya giden borular ile birinci ile ikinci aşamaları birbirine bağlayan hatları kapsamaktadır.
Tüm aşamalar tamamlandığında, projenin günlük toplam kapasitesi 6,5 milyon metreküp olacaktır. Proje Kaddafi’nin 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmaları sonunda devrilmesi ve öldürülmesiyle proje yarım kalmıştır.

Projenin 4. ve 5. aşamaları için çalışmalar yapılmaktadır. Aralık 2024’te 5. Aşama için adım atıldığı duyurulmuştur. 10 aylık bir çalışmanın ardından açıklanan 5. Aşamada, 423 kilometrelik boru hattı ile ülkedeki boru hatlarının hepsinin birbirine bağlanması hedeflenmektedir.
Ancak yeni kuyular açılması da gündemde değildir. Çünkü Libya yönetimi ülkedeki askeri çatışmalar, bölünmüşlük ve güvensizlik ortamından dolayı projenin devamı için henüz yeni finans kaynağı sağlayamamaktadır.
ESKİ AMA KRONİK SORUNLAR
Büyük Yapay Nehir, 2000’li yıllardan itibaren bazı teknik sorunlarla karşılaştı. Bazı boru hatlarında ciddi korozyon meydana geldi. Bu da nehrin birkaç kez kapatılmasına yol açtı. Yetkililer bu tür sorunların büyük mühendislik projelerinde normal olduğunu ifade etmektedir.
Buna rağmen, o dönemde büyük depolarda bulunan su rezervleri sayesinde halk uzun süre ciddi bir susuzluk yaşamadı. Proje halen Libya’nın su ihtiyacının yüzde 70’ini karşılamakta ve büyük teknik sıkıntılar yaşanmamakta Libya halkı suyunu çölden içmeye devam etmektedir.

