Doğu Afrika’daki denize kıyısı olmayan ülkeler, limanlara daha iyi erişim sağlamak için yoğun bir arayış içinde. Sınır bürokrasisi ve yüksek taşımacılık maliyetlerine duyulan öfke, taraflardan giderek daha sert açıklamaların gelmesine yol açıyor. Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni, geçen ay komşu Kenya’ya sert bir uyarıda bulunacak kadar ileri gitti. Daha sonra bu açıklamalarını yumuşatsa da yaşanan bu gerilim, Uganda’nın Hint Okyanusu’na erişimi konusundaki uzun süredir biriken rahatsızlığı gözler önüne serdi.

Museveni bir basın toplantısında, “Benim denizim Hint Okyanusu’dur.” dedi. Durumu, üst katlarda yaşayanların da alt kattakiler kadar bahçede eşit haklara sahip olduğu bir apartmana benzetti. Kuzeyde ise Afrika’nın en büyük hidroelektrik barajını ve kıtanın en büyük havalimanı projelerinden birini içeren Etiyopya’daki kalkınma hamlesi, denize erişim eksikliği nedeniyle sınırlanıyor.
Etiyopya’nın başlıca ithalat kapısı, komşu Cibuti’deki bir Kızıldeniz limanı. Yetkililere göre bu liman, her yıl milyonlarca dolarlık liman ücreti talep ediyor.
Buna ek olarak, Etiyopyalı şirketler yılda yaklaşık 1 milyar dolar ek iç taşımacılık maliyetiyle karşı karşıya kalıyor.
Nüfusu 100 milyonu aşan Etiyopya, dünyanın denize kıyısı olmayan en kalabalık ülkesi. Başbakan Abiy Ahmed, 1993’te Eritre’nin ayrılmasıyla kaybedilen Kızıldeniz’e erişimi yeniden kazanma konusundaki kararlılığını açıkça dile getiriyor. Hükümeti, denize erişimi barışçıl yollarla elde etmek istediklerini vurguluyor.
Uzmanlar, liman erişimi konusundaki artan huzursuzluğu, diplomatik başarısızlıklara ve ekonomik entegrasyonu denetlemek üzere kurulan bölgesel blokların karşılaştığı sınırlamalara bağlıyor. Bölgesel anlaşmalarda yer alan ilkeler ile devlet bürokrasilerinin uygulamaya koyduğu idari süreçler arasındaki boşluklara dikkat çekiyorlar.
Ugandalı uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. David Mugisha, TRT Afrika’ya yaptığı açıklamada:
“Kâğıt üzerindekiyle uygulamadaki şeyler farklı. Uygulamaya gelindiğinde ya kısmi adımlar atılıyor ya da kişisel çıkarlar devreye giriyor. Bu, bölgedeki pek çok denize kıyısı olmayan ülkeyi etkileyen bir sorun.” dedi.
FARKLI ÖNCELİKLER
Etiyopya’nın kaygıları yüksek ticaret maliyetleri ve küresel pazarlara erişim etrafında şekillenirken, Uganda komşu ülkelerin siyaset ve politikalarına bağımlılığı ortadan kaldırılması gereken bir kırılganlık olarak görüyor.
Uganda, Kenya ve Tanzanya üzerinden uzanan ulaşım koridorları aracılığıyla Hint Okyanusu’na bağlanıyor. Bu hatlar sırasıyla Mombasa ve Darüsselam limanlarına ulaşıyor.

Uganda’nın kuzey ve batısındaki petrol sahalarından Kenya’daki Lamu Limanı’na uzanması planlanan ham petrol boru hattı, Başkan Museveni’nin 2016’da Tanzanya’daki Tanga Limanı’na giden daha kısa bir güzergâhı tercih etmesiyle rafa kaldırıldı.
Enerji Bakanlığı verilerine göre ülkenin kanıtlanmış petrol rezervleri yaklaşık 6,6 milyar varil düzeyinde. Bunun 1,6 milyar varili ekonomik olarak çıkarılabilir durumda. Petrol üretiminin gelecek yıl başlaması bekleniyor. Bu da Kampala’nın, sektörü etkileyebilecek bölgesel konularda neden daha iddialı bir dil kullandığını açıklıyor.
Museveni, geçen ay yaptığı bir konuşmada, kıyı şeridini korumak için üç komşu ülke arasında ortak savunma planlamasına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Kıyıların ulusal değil, ortak bir varlık olduğunu söyledi.
“Stratejik güvenlik meselesi var. Doğu Afrika Topluluğu’nda birlikte olsak bile savunmayı birlikte planlamıyoruz. Bu yüzden siyasi federasyondan bahsediyorum. Amaç potansiyelimizi en üst düzeye çıkarmak.” sözlerine yer verdi.
Yaklaşık 40 yıldır iktidarda olan Museveni, bu süreçte beş Tanzanyalı ve dört Kenyalı cumhurbaşkanıyla çalıştı. Ayrıca Kenya’daki 2007 seçimleri sırasında yaşanan istikrarsızlık ve Tanzanya’daki son seçimler de bu döneme damga vurdu.
Analistlere göre Uganda Devlet Başkanı, komşu ülkelerdeki yönetim değişikliklerinden ülkeyi korumak için Hint Okyanusu’na erişim konusunda güvence arıyor.
Prof. Mugisha, “Diplomasi üzerine düşeni yaptı ve çok şey başarıldı. Ancak işlerin ilerleme hızı ve Museveni’nin 40 yıldır iktidarda olduğu düşünüldüğünde, bir insanın dayanabileceği bir sınır var. Bu nedenle agresif konuşmuyor, uzun yıllara yayılan bir hayal kırıklığını dile getiriyor,” dedi.
ETİYOPYA’NIN LİMAN ARAYIŞI
Etiyopya, Kızıldeniz’e 80 kilometreden daha yakın bir mesafede bulunuyor. Ancak Eritre topraklarından oluşan dar bir şerit nedeniyle denize çıkışı engellenmiş durumda.
Asmara yönetimi, denize kıyısı olmayan komşusunu Assab Limanı’nı ele geçirmeyi planlamakla suçluyor. Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ise denize erişim sağlamak için herhangi bir saldırı planı olmadığını söylüyor. Ahmed, Kızıldeniz’e erişim meselesini “varoluşsal bir sorun” olarak tanımlıyor.
İki ülke, Abiy Ahmed’e 2019 Nobel Barış Ödülü’nü kazandıran tarihi bir yakınlaşma yaşamıştı. Ancak sonrasında ilişkiler yeniden bozuldu.
Etiyopya’nın Ocak 2024’te Somali’den tek taraflı olarak ayrılan Somaliland bölgesinde 20 kilometrelik bir kıyı şeridini kiralama girişimi, diplomatik bir krize yol açtı. Mogadişu yönetimi, Etiyopya’yı Somali’nin toprak bütünlüğünü zedelemekle suçladı.

Türkiye’nin arabuluculuk çabaları, iki komşu ülke arasında yeniden yakınlaşmanın zeminini hazırladı. Bu süreç, Başbakan Abiy Ahmed ile Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’un karşılıklı egemenliğe saygı konusunda uzlaştığı Ankara Bildirisi ile sonuçlandı.
Buna rağmen Abiy Ahmed, liman sahibi olma hedefini dile getirmeye devam ediyor. Ekim ayında Etiyopya parlamentosunda yaptığı konuşmada, “Kim isterse istesin, Etiyopya’nın denize kıyısı olmayan bir ülke olarak kalmayacağından milyon kez eminim.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: TRT Afrika

