Güney Sudan’ın Jonglei eyaletinin başkenti Bor’da kadınlar ve çocuklar artık kirli Beyaz Nil kıyılarına kilometrelerce yürümek zorunda değil. Yeni su arıtma tesisinin devreye girmesiyle, kentte temiz suya erişim büyük ölçüde kolaylaştı. Gün içinde altı kez su almaya giden Nyandong Chang, “Hâlâ zor bir iş ama en azından artık su temiz ve ulaşılabilir” diyor.
Geçen yıla kadar Bor’da ailelerin içme, yıkama ve yemek pişirme suyu doğrudan nehirden taşınıyordu. Chang, “Su kirliydi ve insanları hasta ediyordu ama başka seçeneğimiz yoktu” diye hatırlıyor. Ancak yeni tesisin devreye alınmasıyla Bor, iklim krizine uyumun örnek gösterildiği bir dönüşüm yaşadı.
TAŞKINLARIN YIKTIĞI ALTYAPI YENİDEN KURULDU
2020’nin sonunda Beyaz Nil’in taşmasıyla Bor tamamen sular altında kalmıştı. Bu büyüklükteki bir seli bölge halkı 60 yıldır görmemişti. Jonglei’nin bazı bölgeleri hâlâ sular altındayken, bu yıl aşırı yağış ve iklim bozulması nedeniyle yaklaşık 380 bin kişi yerinden oldu.
Ancak Bor, yeni altyapı yatırımlarıyla toparlandı. Geçtiğimiz ay, Hollanda ve Güney Kore tarafından finanse edilen 5,4 milyon dolarlık proje eyaletin su idaresine devredildi. UNICEF Güney Sudan Su, Sanitasyon ve Hijyen Şefi Thewodros Mulugeta, 2020’deki büyük sel felaketinin su sistemine ağır hasar verdiğini ve toplumun su kaynaklı hastalıklara karşı savunmasız kaldığını belirterek projenin önce acil müdahale olarak başladığını, ardından uzun vadeli çözümlere dönüştüğünü söyledi.
Nehir boyunca bentler inşa edildi, yağmur suları için drenaj sistemleri kuruldu ve mevcut arıtma tesisi “iklim dirençli” bir yapıya dönüştürüldü. Tesis yükseltilmiş zemine kuruldu ve tamamen güneş enerjisiyle çalışıyor; bu da işletme maliyetlerini ve karbon emisyonlarını azaltıyor.
Jonglei Eyaleti Bakanı Jacob Chol, “Nehir kıyısında yaşamamıza rağmen güvenilir içme suyuna erişim uzun süre en büyük sorunlarımızdan biri oldu” diyerek tesisin önemini vurguladı. Eyalet Valisi Riek Gai Kok ise projenin “halkın onurunu geri kazandığını” söyledi.

İSTİHDAM, EĞİTİM VE TARIM DA DÖNÜŞÜYOR
Tesis 30 personelin istihdam edilmesini sağladı: elektrikçiler, pompa teknisyenleri, tesisatçılar, laboratuvar çalışanları ve gelir yönetiminden sorumlu muhasebeciler artık sistemin sürdürülebilirliğini sağlıyor. Tesis müdürü John Jurkuch Yaak, uluslararası ortaklar çekildiğinde bile tesisi ayakta tutabileceklerinden emin.
Bugüne kadar 28 su kiosku, 704 hane, 7 okul ve bir hastane tesisin 53 kilometrelik boru hattına bağlandı. Kent nüfusunun %80’ine denk gelen 96 bin kullanıcı, sistemin sürdürülebilir gelir oluşturmasını sağlıyor.
Su kioskundaki görevlilerden, dört çocuğunu tek başına büyüten Adeng Lek, temiz su hizmetinin çocuklar ve kadınlar için büyük bir sosyal dönüşüm yarattığını söylüyor.
Bor’un rezervuarı yakınında yaşayan Achol Teresa’nın evi doğrudan sisteme bağlandı. Bahçesinde bamya, muz, mango ve kahve yetiştiriyor. “Su faturasını ürün satışlarıyla ödüyorum” diyen Teresa, yaşlı komşularına da ücretsiz su veriyor. “Eskiden bir bidonu doldurmak bir saati bulurdu, kuyuda sıra çok uzundu.”
OKULLARDA DEVRİM: TEMİZ SU DEVAMSIZLIĞI AZALTTI
St. Andrew Lisesi de bu yıl sisteme bağlandı. Okul müdürü John Kuer Barach, temiz su geldikten sonra hem devamsızlığın hem de akademik performansın yükseldiğini söylüyor. Daha önce öğrenciler öğleden sonra okula dönemiyor, su için evlerine gitmek zorunda kalıyordu.
17 yaşındaki öğrenci Nathaniel Thon, 2020’deki taşkından sonra durgun sularda yayılan hastalıklar nedeniyle bilharziya kaptığını söylüyor. Şimdi ise suyun arıtılmış olması ailelerin yükünü azaltmış durumda.
14 yaşındaki Abuol Agou, eskiden su almak için trafikten geçmek zorunda kaldığını ve bir keresinde neredeyse araba çarptığını anlatıyor. Arkadaşı Tuna ise temiz su sayesinde regl döneminde okula devam edebildiklerini ve hijyen imkânlarının geliştiğini belirtiyor.
GÜNEY SUDAN GENELİNDE TABLO HÂLÂ ZOR
UNICEF’e göre ülkede 13 milyon kişinin yalnızca %40’ı temiz suya 30 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabiliyor. Mulugeta, “Sektörü kabul edilebilir seviyeye getirmek için büyük yatırımlar gerekiyor” diyor.

SSUWC Genel Müdürü Yar Paul Kuol, ülke çapında beş arıtma tesisini denetliyor ve Bor’un düşük işletme maliyetleri sayesinde örnek bir model olduğunu vurguluyor. Uluslararası yardım giderek azalırken Kuol, “Donörlerden önce hükümetin bu tür projeleri finanse ettiğini görmek istiyoruz” diyor.
GÜNLÜK HAYATI KOLAYLAŞTIRAN TEMİZ SU
Ugandalı işçiler Ssemabira Steven ve Sserwanja Hamza, mahallelere bisikletle bidon su taşıyan seyyar satıcılar. Yeni sistemle birlikte suyun gün boyu erişilebilir olması hem işlerini kolaylaştırmış hem de müşterilerinin sağlığını korumuş durumda.
Hamza, “Eskiden müşterilere yetişemiyorduk, su sürekli kesiliyordu. Şimdi su her zaman var” derken, Steven da artık kirli nehir suyuna yönelmek zorunda kalmadıklarını vurguluyor.
Bor’daki yeni su sistemi, kentin günlük yaşamını güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir hale getiren bir dönüşümün somut sembolü olarak görülüyor.

