Mali, Eylül ayından bu yana El-Kaide bağlantılı örgüt olan JNIM’in uyguladığı abluka nedeniyle büyük bir güvenlik ve tedarik krizi yaşıyor. Başkent Bamako, doğrudan işgal tehlikesi altında olmasa da şehre yönelik yakıt tedarikinin kesilmesi, konvoylara yönelik saldırılar, fiyatların hızla artmasına ve günlük hayatın durma noktasına gelmesine sebep oldu.

Bamako’da günlük yaşamın her alanında yakıt eksikliğinin etkisi hissediliyor. Elektrik kesintileri artarken, ulaşım aksıyor, temel ihtiyaç maddelerinde fiyatlar yükseliyor. Hükümet yetkilileri, başkentte doğrudan bir tehdit bulunmadığını savunsa da tedarik zincirindeki kırılma, şehir ekonomisini zorluyor.
ÜLKEDEKİ GÜVENLİK KRİZİ
Mali’nin kuzey ve orta kesimlerinde yıllardır süren çatışmalar, 2025 itibarıyla başkentin kapılarına kadar dayanmış durumda. Timbuktu, Gao, Menaka, Boni ve Lere çevresindeki JNIM kuşatmaları, devletin kırsal alanlarda kontrol kaybının hızlandığını gösteriyor.

ACLED ve BM verileri, ülkenin özellikle 2024–2025 döneminde sert bir güvenlik gerilemesi yaşadığını ortaya koyuyor. Kayes ve Nioro hattının tahrip edilmesi, Senegal ve Fildişi Sahili’nden gelen ticaret akışını da neredeyse durma noktasına getirdi.
JNIM NASIL ORTAYA ÇIKTI
Cemaat Nusrat el-İslam vel-Müslimin (JNIM), 2017’de Iyad Ag Ghali liderliğinde Sahel’de faaliyet gösteren beş farklı milis grubun birleşmesiyle kuruldu. 1990’lardan itibaren Mali’de isyan hareketleri içinde yer alan Iyad Ag Ghali, bugün bölgenin en etkili silahlı liderlerinden biri olarak görülüyor.

Örgüt; altın madenciliğinden haraç, fidye için insan kaçırma, kaçakçılık ve sığır hırsızlığı gibi kaynaklarla finansman sağlıyor. 6 bine yakın savaşçıya sahip olduğu tahmin edilen JNIM, Burkina Faso, Benin, Togo ve Nijerya sınır bölgelerine kadar yayılan bir kontrol ağına sahip.

Bu yıl ise ilk kez Bamako’yu hedef alarak ülke çapında bir güç mücadelesine girişmiş durumda. Uzmanlara göre örgütün amacı, ekonomik baskı kurarak askeri yönetimi müzakereye zorlamak.
RUSYA’NIN SESSİZLİĞİ
Rusya, Mali’nin geçici Cumhurbaşkanı Assimi Goita’nın en önemli stratejik ortaklarından biri olmasına rağmen, Bamako’daki kriz hakkında henüz resmi bir açıklama yapmadı. Öte yandan JNIM, Rusya ve Mali ordusundan oluşan Afrika Kolordusu’nun toplama noktalarını hedef aldığını duyurdu. Mali’de darbeyle göreve gelen Goita’nın Batılı ülkelerin askeri güçlerini ülkeden çıkarmasının ardından ülkedeki Rus varlığı dikkat çekti. Yaşanan güvenlik kriziyle birlikte bu durum yeniden gündeme geldi fakat Rusya’nın sessizliği tartışma konusu oldu.
Uzmanlara göre Rusya’nın Mali’deki gelişmeler karşısındaki sessizliğinin üç temel nedeni bulunuyor. Uluslararası ilişkiler uzmanı Nizar Makni, Moskova’nın Ukrayna’daki savaşla meşgul olduğunu ve askeri, siyasi ve ekonomik kaynaklarının büyük bölümünü bu cepheye ayırdığını belirtiyor. Makni’ye göre Bamako’ya doğrudan müdahale Rusya için ikincil bir yük oluşturabilir.

İkinci neden ise Rusya’nın kendisini işgal gücü olarak değil, “özel güvenlik sağlayıcısı” olarak konumlandırması. Bu model, geniş çaplı başkent savunmalarını değil; danışmanlık, eğitim ve özel operasyonları kapsıyor. Bamako’nun düşmesi halinde bu modelin sınırları da açıkça ortaya çıkmış olacak.
Üçüncü neden ise Moskova’nın Goita yönetimini, tüm olumsuzluklara rağmen Sahel bölgesindeki en güçlü kozlarından biri olarak görmesi. Buna karşın, Mali’deki başarısızlığın açıkça ilan edilmesi Rusya açısından çok daha maliyetli bir tablo yaratabilir.
SİVİLLER ÇİFTE TEHLİKE ALTINDA
HRW’nin açıkladığı rapor, Mali ordusu ve müttefik milislerin Segou bölgesindeki köylere düzenlediği saldırılarda en az 31 sivilin öldürüldüğünü ortaya koydu. Evlerin yakılması, keyfi infazlar ve köylülerin JNIM’le iş birliği yapmakla suçlanması, devlet güçlerinin de ülkede ağır ihlallerde bulunduğunu gösteriyor.
Bu durum, bir yandan JNIM’in sivilleri hedef alması, diğer yandan ordunun sert operasyonları nedeniyle halkın iki taraf arasında sıkıştığı bir tablonun ortaya çıkmasına neden oluyor.
MÜDAHALE ÇAĞRILARI
Afrika Birliği, Mali’deki güvenlik durumunun hızla kötüleştiğini belirterek uluslararası müdahale çağrısında bulundu. ECOWAS ile Mali arasındaki siyasi gerilim göreli bir izolasyon yaratırken, Batılı ülkelerin Mali’deki kendi vatandaşlarına yönelik tahliye çağrıları krizin ciddiyetini ortaya koydu.

Bölge uzmanları, Mali’de yaşanacak olası bir çöküşün bütün Sahel hattında yeni bir çatışma ve göç dalgasını tetikleyebileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Kıtada aktif olarak devam eden iki çatışmanın ardından yaşanabilecek bu olumsuz senaryo, kıtaya yönelik yardım fonların kesilmesi göz önüne alındığında ciddi bir tehlike olarak görülüyor.
Uzmanlara göre Mali’de bugün yaşananlar yalnızca bir güvenlik sorunu değil, siyasal baskının, ekonomik çöküşün ve insan hakları ihlallerinin iç içe geçtiği çok katmanlı ve acil müdahale gerektiren bir kriz.

