Sudan ordusu, 15 Kasım’da Kuzey Kordofan’daki Kazgail ve Um Dam Haj Ahmed yerleşimlerini geri alarak El Ubeyd şehrine olası bir kara saldırısını önledi. Üç hafta önce Darfur’un El-Feşir şehrini ele geçiren Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) şehirdeki şiddet eylemleri sürdürüyor. Şehirden kaçmaya devam eden halk, çevre şehirlere ve komşu ülkelere sığınıyor. Kaçış sürecinde de birçok tehditle karşı karşıya kalan sivillerin büyük bir kısmının kayıp olabileceği belirtiliyor.
ORDU KUZEY KORDOFAN’DA İLERLİYOR
Sudan ordusu, cumartesi günü sabah saatlerinde gerçekleştirdiği hızlı operasyonla Um Dam Haj Ahmed ve Kazgail yerleşimlerini yeniden ele geçirdi. Bu iki bölge, El Ubeyd’in savunma hattı açısından büyük önem taşıyor. Askeri kaynaklar, birliklerin bölgede savunma hatları oluşturduğunu ve SPLM-N (el-Hilu) ile HDK’nın Deleng ve Kadugli çevresinde kurduğu kara kuşatmasını kırmak amacıyla El-Hamadi ve El-Dubaibat yönünde ilerlemeyi planladığını aktardı.

Kazgail, Kuzey ve Güney Kordofan arasındaki bağlantı hattında bulunduğu için son aylarda birçok kez el değiştirmiş, yoğun çatışmalara sahne olmuştu. Ordunun yeniden kontrol sağlaması, gözlemcilere göre stratejik Bara şehrinin geri alınmasının önünü açabilecek önemli bir hamle olarak değerlendiriliyor.
ŞEHİRDEN KAÇAN SİVİLLER ÇAD’A ULAŞAMIYOR
Ordunun sahadaki ilerleyişine karşın Darfur’da siviller için tablo çok daha ağır. Danimarka Mülteci Konseyi (DRC) Genel Sekreteri Charlotte Slente, Doğu Çad’daki Adre ve Aboutengue kamplarına yaptığı ziyarette, El-Feşir’den kaçabilenlerin sayısının beklenenden çok daha düşük olduğunu belirtti. Slente:
“El-Feşir’e bu kadar yakın bir sınır hattından günde yalnızca 50 kişinin Çad’a geçebilmesi endişe verici” diyerek uyardı.

Çad’a tüm kapılardan 200–500 kişi arasında sığınmacı geçiyor; oysa kuşatma altındaki El-Feşir’de yaklaşık 260 bin sivil bulunuyor.

Slente, El-Feşir’den kaçarken yakınlarını kaybeden, evleri yakılan ve yol boyunca yaklaşık 40 kontrol noktasından geçmek zorunda kalan genç bir aileyle de görüştü. Ailenin anlattıkları, özellikle kadınlara yönelik cinsel şiddet, erkeklere yönelik işkence ve tehditlerin yaygın olduğunu gösteriyor. Uydu görüntüleri de HDK’nın şehir çevresinde kritik çıkış yollarını kapattığını doğruluyor. Slente, uluslararası toplumun sorumluluğuna dikkat çekerek:
“Uluslararası toplum büyük ölçüde olup bitenlere göz yumuyor ve cezasızlığa izin veriyor.” sözlerine yer verdi.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI ÖLDÜRÜLÜYOR
Doğu Darfur’un Ed Daein şehrinde, genel cerrahi uzmanı Dr. Youssef Ibrahim Zakaria, gizemli koşullar altında hayatını kaybetti. Sudan Doktorlar Ağı’nın yaptığı açıklamada, ölümün yaşandığı bölgenin HDK kontrolünde olduğu ve şehirde uzun süredir zorla kaybetme, fidye için kaçırma gibi olayların yaygınlaştığı vurgulandı. Ağ:
“Bu ölüm, sağlık çalışanlarının kanunsuzluğun hâkim olduğu bölgelerde maruz kaldığı risklerin büyüklüğünü gösteriyor.” diyerek bağımsız ve şeffaf bir soruşturma talep etti.

Dr. Zakaria’nın bir yıl önce HDK mensupları tarafından dövülmesine rağmen görevine devam ettiği; ölümünün sağlık sistemine ağır bir darbe niteliği taşıdığı belirtiliyor. Nisan 2023’ten bu yana ülkede 94 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi.
PETROL TESİSİNE SALDIRI
Ülkenin enerji altyapısı da artan saldırıların hedefi hâline geldi. Beyaz Nil Eyaleti’nin El-Jabalain bölgesindeki Beşayer petrol işleme istasyonu, bir drone saldırısıyla vuruldu. Saldırıda bir mühendis öldü, tesisin bazı bölümleri hasar gördü.

Sudan Tribune’e konuşan kaynaklara göre saldırı HDK tarafından gerçekleştirildi. Olayın ardından sosyal medyaya yansıyan bir şirket yazışması, Bashayer Boru Hattı Şirketi’nin acil kapatma prosedürünü devreye soktuğunu gösterdi. Bu saldırı, iki gün önce Heglig petrol sahasının vurulmasının ardından bir ay içinde gerçekleşen üçüncü petrol altyapısı saldırısı oldu. Enerji Bakanlığı henüz resmi bir açıklama yapmış değil.
İNSANİ KRİZ DEVAM EDİYOR
Sudan ordusunun Kuzey Kordofan’daki taktik kazanımı, çatışmanın sahadaki seyrini etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak görülse de ülkenin geneline bakıldığında manzara çok daha ağır. Darfur’da siviller kaçış yollarında öldürülüyor, sağlık çalışanları hedef alınıyor, enerji tesisleri vuruluyor ve uluslararası toplumun etkili bir müdahalede bulunamaması krizin daha da büyümesine yol açıyor. Slente’nin sözleri durumu özetliyor:
“Sudan’daki kabus konuştuğumuz anda bile sürüyor. Koordineli uluslararası baskı olmazsa daha büyük vahşetlerin yaşanması kaçınılmaz.”
Kaynak: Ajanslar

