Yunus Emre Enstitüsü (YEE), bu yıl da dünyanın dört bir yanından gastronomi uzmanlarını ağırladı. Enstitünün yaz programlarının bir parçası olan “Türk Mutfağı Yaz Okulu”na bu yıl 69 ülkeden 735 öğrencinin katılımıyla birlikte 13 uluslararası şef yer aldı.
Program kapsamında şefler, Türkiye’nin zengin mutfak kültürünü yerinde deneyimlemek için İstanbul, Konya, Gaziantep ve Şanlıurfa’ya seyahat etti. Türkiye’nin çeşitliliğiyle öne çıkan gastronomi mirası; yöresel tarifler, pişirme teknikleri ve lezzet dengesi üzerine eğitimlerle katılımcılara aktarıldı.
Mutfak çalışmalarının yanı sıra şefler, Türk aile sofrası geleneğini tanıdı; kültürel ve gastronomik mekanları ziyaret ederek hazırladıkları yemeklerin tarihsel bağlamını yerinde öğrendi. İstanbul’da Osmanlı saray mutfağını gezen grup, Türk kahvesinin özgün pişirme geleneğini deneyimledi ve ünlü baklava ustası Nadir Güllü’nün maharetli baklava yapımını izledi.
Katılımcılar, Türkiye’de öğrendikleri teknik ve lezzetleri kendi ülkelerine taşıyacaklarını belirterek memnuniyetlerini dile getirdi.

YENİLİKÇİ TATLAR VE FÜZYON MUTFAĞI
Bu yılın dikkat çeken isimlerinden biri, Türkiye’de edindiği deneyimleri memleketinin tatlarıyla harmanlamayı hedefleyen Nijeryalı şef Maryam Ahmed oldu. Genç bir girişimci olan Ahmed, “Aure” adını verdiği konseptle Türk ve Kuzey Nijerya mutfaklarını yaratıcı bir şekilde bir araya getiriyor.
Ahmed’in girişimi, renkli festivalleri, geleneksel kıyafetleri ve köklü gastronomi geleneğiyle öne çıkan Kuzey Nijerya kültürünü dünya sahnesine taşımayı amaçlıyor. Türk mutfağının bilinirliği ile yerel Nijerya lezzetlerini bir araya getiren Aure menüsü, her iki geleneği de özenle kutlayan rafine bir füzyon sunuyor.
Menüde pide, kebap ve Ali Nazik gibi Türk mutfağı klasikleri; dolma çeşitleri, kuzu etli bamya çorbası ve Kuzey Nijerya’ya özgü masa ile ɗanɗeru gibi geleneksel tatlarla bir arada sunuluyor. Bu yemekler, Anadolu’nun pişirme teknikleri ile Nijerya baharatlarını ve yöresel ürünleri buluşturarak hem tanıdık hem de yenilikçi tatlar ortaya çıkarıyor.
Maryam Ahmed, Kuzey Nijerya’nın çoğu zaman çatışma ve ekonomik zorluklarla gündeme geldiğini, oysa bölgenin sıcak, misafirperver ve topluluk kültürüne dayalı yaşam tarzıyla çok daha zengin bir hikâyeyi barındırdığını söylüyor. Yöresel tariflerin inceliklerini öğrenmek için kırsal bölgeleri dolaşan Ahmed, bu özgün tatları Türk mutfağıyla buluşturarak kendi toplumunun kültürel gücünü ve zenginliğini yemeklerle aktarmayı hedefliyor.
Aure, yalnızca gastronomik bir deneyim sunmakla kalmıyor; aile bağları, hikâye anlatımı ve kutlama kültürü gibi Türk ve Arewa toplumlarında ortak olan değerlere de vurgu yapıyor.

TÜRK KÜLTÜRÜNÜN DÜNYAYA AÇILMASI
Yunus Emre Enstitüsü, 2009’da açtığı ilk yurtdışı ofisten bu yana 68 ülkede 92 merkezle küresel bir kültür ağına dönüştü. Dil, sanat ve kültür alanlarında yürüttüğü çalışmalarla Türkiye’yi dünyaya tanıtmayı amaçlayan Enstitü, dil kurslarından sergilere, eğitim ve sanat projelerinden kültürel değişim programlarına kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor.
Türk Mutfağı Yaz Okulu gibi programlar ve Maryam Ahmed’in Aure girişimi sayesinde Türkiye’nin gastronomik mirası dünya çapında daha geniş kitlelere ulaşırken, kültürel etkileşim, karşılıklı anlayış ve ortak lezzetlerin birleştirici gücü giderek daha fazla insanı bir araya getiriyor.

