Sudan’da iki buçuk yılı aşkın süredir devam eden savaş, ülkeyi hem insani hem de askeri açıdan kritik bir dönüm noktasına sürükledi. Birleşmiş Milletler, ülkede 21 milyondan fazla insanın (toplam nüfusun yaklaşık yüzde 45’inin) ciddi gıda güvensizliğiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. BM Sözcüsü Stéphane Dujarric, Dünya Gıda Programı’nın (WFP) El Feşir ve Kadugli’de kıtlığı resmen doğruladığını belirterek, “Ek destek olmadan bu kırılgan ilerleme hızlanabilir” uyarısında bulundu. WFP ise yardıma erişimin sürdüğü bölgelerde açlığın azaldığını aktardı ve “Sürekli insani erişim, açlık ile gerçek iyileşme arasındaki farktır” değerlendirmesini yaptı.
Ülkenin çeşitli eyaletlerinde insani durum ağırlaşırken, sahadaki çatışmaların yönü de değişiyor. Bir yandan 3,3 milyondan fazla Sudanlı kötüleşen koşullara rağmen ülkeye geri dönerken, diğer yandan paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ilerleyişi, artan insansız hava aracı saldırıları savaşın yeni bir evreye girdiğini gösteriyor.
ABD DIŞİŞLERİ BAKANINA TEPKİ
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun, Sudan’daki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) verilen dış askeri desteğin kesilmesi çağrısı, HDK lideri Muhammed Hamdan Dagalo’nun baş danışmanı Elbasha Tibeig tarafından tepkiyle karşılandı. Rubio, “HDK’nın dışarıdan aldığı yardım durmalı” derken, Tibeig açıklamayı “insani ateşkesi hedefleyen küresel çabalara zarar veren başarısız bir adım” olarak niteledi ve ABD’yi “taraflı açıklamalar yapmak yerine İran ve Türkiye’den Sudan ordusuna giden silah akışını durdurmaya odaklanmaya” çağırdı.
Çatışmalar Kordofan bölgesine kayarken, özellikle Babanusa çevresinde yoğunlaşıyor. Ordu perşembe günü HDK’nın piyade karargâhına yönelik saldırısını püskürttüğünü bildirirken, HDK kısa sürede şehri ele geçireceğini iddia etti. Stratejik ikmal hattı üzerinde bulunan Babanusa, Ocak 2024’ten bu yana kuşatma altında ve yeni cephe hattının merkezinde yer alıyor. BM Genel Sekreteri António Guterres ise dış güçlerden gelen silah akışının tamamen durdurulması gerektiğini vurgulayarak taraflara “hızlı ve somut adımlar atma” çağrısında bulundu.
SUDANLILAR ÜLKELERİNE GERİ DÖNÜYOR
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre 8 Kasım itibarıyla 3,37 milyon kişinin Sudan’a geri dönüş yaptığı tespit edildi. Bu hareketlilik, bazı bölgelerde güvenlik koşullarının göreceli olarak iyileşmesi, aile birleşimleri ve ev sahibi ülkelerdeki ekonomik zorlukların artmasıyla ilişkilendiriliyor. Mısır’dan 350 bin kişi ülkesine dönerken, bu grubun yüzde 98’inin altı ay içinde yeniden Mısır’a geçmeyi planladığı belirtiliyor.

Güney sınırında ise durum daha karmaşık; Güney Sudan’ın Upper Nile bölgesindeki çatışmalar Şubat ayından bu yana 208 bin kişinin Sudan’a geçmesine yol açtı. Bu akın, özellikle halihazırda 500 binden fazla yerinden edilmiş kişinin yaşadığı Kuzey Eyaleti’nin altyapısı üzerinde ciddi baskı oluşturuyor. Birçok kişi, Wadi Halfa ve Dongola’da yol parası bulamadığı için günlerce mahsur kalıyor ve geri dönenlerin en acil ihtiyaçları arasında gıda, su ve maddi destek bulunuyor.
HAVAALANLARI HEDEF ALINIYOR
Bu insani krize paralel olarak, askeri cephelerde de gerilim tırmanıyor. 13 Kasım’da Sudan ordusu, HDK’ya ait çok sayıda saldırı amaçlı insansız hava aracının Merowe Barajı, Merowe Uluslararası Havaalanı ve 19. Piyade Tümeni Komuta Karargâhı’nı hedef aldığını, tüm İHA’ların kara savunma sistemleri tarafından vurulduğunu açıkladı.

Saldırıyla eşzamanlı olarak Kuzey Eyaleti genelinde geniş çaplı elektrik kesintileri yaşandı. Merowe bölgesindeki baraj ve ana elektrik altyapısı, son aylarda HDK saldırıları nedeniyle defalarca zarar görmüştü.
HDK DOĞUYA İLERLİYOR
Reuters’ın sahadaki kaynaklara dayanarak aktardığına göre HDK, Darfur’da kontrolünü sağlamlaştırdıktan sonra doğuya ilerlemeye başladı ve Darfur ile Orta Sudan arasında stratejik bir geçiş noktası olan Bara kasabasını ele geçirdi. Kasabadan kaçmayı başaran tanıklar, HDK’nın “intikam saldırıları” gerçekleştirdiğini anlattı. Omdurman’da yaralı halde konuşan Halil, HDK askerlerinin kendilerine:
“Orduyla kutlama yaptığınızı söylediler… Sizi öldürmek zorundayız” dediğini aktararak yanında bulunan iki kişinin vurularak öldüğünü söyledi.
Bara’dan bir diğer tanık İsmail, şehirde rastgele infazlar yapılırken bir evde saklandığını, ardından bir HDK mensubuna para vererek ailesiyle kaçabildiğini belirtti. Muhammed isimli üçüncü tanık ise babasının HDK askerleri tarafından evinin kapısında vurularak öldürüldüğünü, kendisinin de darp edildiğini ve para ile altın talebiyle tehdit edildiğini söyledi. Sudanlı aktivist grubu Acil Durum Avukatları, Bara’da “yüzlerce kişinin öldürüldüğünü” açıkladı. Reuters bu bilgileri bağımsız olarak doğrulayamadığını belirtti. HDK ise ordunun barış girişimlerini sabote ettiğini savunarak:
“Ordunun bulunduğu her yer meşru hedeftir ve Kordofan, Hartum veya Port Sudan’daki herhangi bir noktaya saldıracağız” açıklamasını yaptı. HDK, Bara’daki infaz iddialarına yönelik sorulara yanıt vermedi.

Çatışmaların yöneldiği yeni merkezlerden biri olan Kuzey Kordofan’ın başkenti El Ubeyd’de hem ordu hem de HDK’nın asker ve teçhizat yığdığı bildiriliyor. Batı Kordofan’daki Babanusa’da yer alan büyük askeri üssün çevresinde HDK kuşatmasının sürdüğü aktarılıyor. Güney Kordofan’da ise HDK ile SPLM-N’ye bağlı savaşçıların Kadugli ve El Dalanj çevresinde orduyu kuşattığı ve çatışmaların şiddetlendiği ifade ediliyor. Uluslararası açlık izleme kuruluşları, Kadugli’nin Eylül ayı itibarıyla resmen kıtlık içinde olduğunu, El Dalanj’da da benzer bir durumun yaşanabileceğini belirtti.
Sahadan alınan bilgiler, ülkenin farklı bölgelerinde yeni bir askeri yığılmanın başladığına işaret ediyor. SPLM-N’nin Güney Sudan üzerinden yeni silahlar aldığı, Port Sudan’da askeri kargo uçuşlarının arttığı ve hem ordunun hem HDK’nın insansız hava aracı saldırılarını yoğunlaştırdığı bildiriliyor. Acil Durum Avukatları, 3 Kasım’da Şeykan’da düzenlenen bir İHA saldırısında kadın ve çocuklar dâhil 49 kişinin öldüğünü açıkladı, saldırının sorumlusu doğrulanamadı.

Savaşın üçüncü yılına yaklaşılırken Sudan, kıtlık, kitlesel yerinden edilme, sivillere yönelik saldırılar ve yeniden tırmanan çatışmaların kesiştiği son derece kırılgan bir döneme girdi. Hem insani yardım kuruluşları hem de uluslararası toplum, ülkenin hızla kötüleşen durumunun küresel ölçekte acil müdahale gerektirdiği konusunda uyarıyor.
Kaynak: Ajanslar

