Güney Afrika yüksek mahkemesi, 1967’de hayatını kaybeden Nobel Barış Ödüllü Albert Luthuli’nin ölümünün kaza değil, apartheid polisinin düzenlediği bir saldırı sonucu gerçekleştiğine hükmetti. Yargıç Nompumelelo Radebe, yeniden açılan soruşturmada toplanan delillerin 1967’deki resmi “kaza” bulgusunu desteklemediğini söyleyerek, Luthuli’nin “kafatası kırığı, beyin kanaması ve saldırıyla bağlantılı beyin sarsıntısı” sonucu öldüğünü tespit etti.
Mahkeme, Luthuli’ye yönelik saldırının, “Güney Afrika polisinin özel güvenlik birimi mensupları” ile Güney Afrika Demiryolu Şirketi çalışanlarının “ortak amaç doğrultusunda” hareket etmesiyle gerçekleştirildiğine hükmetti. Yargıç Radebe, olaya karıştığı belirlenen yedi kişinin ismini verdi ancak bu kişilerin yerlerinin tespit edilemediğini, bulunmaları halinde cezai soruşturma ve yaptırımlarla karşılaşabileceklerini kaydetti.
”ADALETİN İLK ADIMI”
Luthuli ailesinin sözcüsü mahkeme kararını “nihayet adaletin ilk adımı” olarak karşıladı. ANC sözcüsü Mahlengi Bhengu ise kararı memnuniyetle karşıladığını belirterek:
“Bu karar, Güney Afrika’nın en büyük evlatlarından birinin anısına ve apartheid vahşeti altında acı çeken herkese adalet, hakikat ve onur getiriyor.” dedi.

Albert Luthuli, o dönemde yasaklı olan Afrika Ulusal Kongresi (ANC) liderlerinden biri olarak apartheid rejimine karşı çıkmış. 1960’larda gösterdiği sivil direniş nedeniyle 1960’ta Nobel Barış Ödülü’nü almıştı. 1967’de, bir demiryolu hattında yürürken bir yük treninin çarpması sonucu öldüğü yönündeki resmi bulgu yıllarca tartışma konusu oldu, aktivistler ve ailesi, olayın kaza olarak kapatılmasına başından beri itiraz ediyordu.
APARTHEİD SUÇLARI YENİDEN ARAŞTIRILIYOR
Bu karar, Güney Afrika’da apartheid dönemi suçlarının yeniden araştırılmasına yönelik artan çabaların bir parçası olarak görünüyor. Geçen ay savcılar, 1977’de polis gözetiminde hayatını kaybeden apartheid karşıtı lider Steve Biko’nun ölümüyle ilgili soruşturmayı yeniden açtı. Ayrıca Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, apartheid suçlarının soruşturulması ve kovuşturulmasında gecikme veya engel iddialarını incelemek üzere bir adli soruşturma komisyonu kurdu.

Yargıç Radebe kararı açıklarken, yeniden açılan soruşturmada sunulan kanıtların 1967 soruşturmasının sonuçlarını çürüttüğünü vurguladı:
“Ölenin kafatası kırığı, beyin kanaması ve saldırıyla bağlantılı beyin sarsıntısı sonucu öldüğü tespit edildi.” Mahkeme, olaydaki sorumluların bulunması ve hesap vermesi için savcılığa da talimat verdi.

Kararın ardından toplumun farklı kesimlerinde bir rahatlama hissi oluştu. aile ve aktivistler yıllardır süren belirsizliğin kapanmasına dair umutlu olduklarını belirtti. Yetkililer, şimdi adı geçen yedi şüphelinin tespiti ve olası cezai süreç için çalışılacağını bildirdi. Ancak bu kişilerin bir kısmının hâlâ nerede olduğunun bilinmediği, soruşturmanın uzun ve zorlu olacağına işaret ediyor.
Bu hüküm, Güney Afrika’nın geçmişle yüzleşme çabalarında önemli bir adım olarak görülüyor. ANC yetkilileri kararı “tarih çarpıtmasını düzeltme” olarak nitelendirirken, hükümetin ve adalet makamlarının apartheid döneminin mirasıyla hesaplaşmayı sürdürüp sürdürmeyeceği yakından izlenecek.
Kaynak: BBC

