Fas’ta Arap Baharının öne çıkan sloganlarından olan ‘Özgürlük, onur ve adalet’ talebiyle geçen Eylül ayında başlayan eylemler gündemdeki yerini koruyor. Sosyal medya üzerinden organize olan ve kendilerini Z kuşağı olarak tanımlayan gruplar, ülkenin farklı kentlerinde 27 Eylül’de başladıklarını eylemlerini aralıklı olarak devam ettiriyor.
Sosyal medya üzerinden “GEN Z 212” etiketiyle açılan hesapların kısa sürede binlerce üyeye ulaşması, güvenlik güçlerinin ilk günlerde ılımlı müdahale etmesi, gençlerin gözaltına alınırken dahi ilginç pozlar ve mesajlar vermesi dikkat çekti.
Rabat, Kazablanka, Marakeş ve Tanca gibi önemli kentlerde başlayan ve sonrasında ülke genelinde yayılan eylemlerin daha ne kadar süreceği ve yönetimin ne tür ön alıcı tedbirler alacağı ve nasıl bir yol haritası belirleyeceği henüz netleşmiş değil.
Fas güvenlik güçlerinin barışçıl yöntemlerle yapılan protestolara kamu düzeni ve gençlerin güvenliğini göz önüne alarak, dikkatli müdahale etmesi, olayların ülke genelinde şiddet sarmalına dönüşmesi ve kaotik bir ortam yaşanmasını engellediği görüşü hakim.

Ancak eylemlerin kontrolden çıkması, arbedeye dönüşmesi, kamu ve özel mülke zarar vermeye başlaması durumunda, haliyle güvenlik güçlerinin müdahalesinin sertleşeceği şeklinde açıklamalar yapıldı. Bazı kentlerde molotof kokteyl kullanıldığı, otomobillerin ve bazı binaların ateşe verildiği güvenlik güçlerinin gözaltı ve yasal işlemler başlattığı da görüldü.
Hükümetin temel hizmetleri ihmal edilmesini eleştiren protestocuların özellikle eğitim, sağlık ve onurlu bir yaşam talepleri gözlenmektedir. Eylemlerin ilk günlerinde gençler ülke yönetiminin uluslararası organizasyonlara bütçeler ayırmasını yoğun bir şekilde eleştirdi. Özellikle de yönetimin 2025 yılı sonunda başlayacak Afrika Uluslar Kupası ve 2030 Dünya Kupası gibi uluslararası organizasyonlara yapacağı yatırımlar sıklıkla sloganlarda gündeme getirildi.
EYLEMLERİN ÜLKE ÇAPINDAKİ YAYILIMI
Ülkedeki gösteriler çok sayıda şehri kapsadı ve farklı bölgelere yayıldı. Başkent Rabat ve çevresindeki Sale, Temara, Sukayrat, Kenitra, Sidi Slimane kentlerinde eylem yapıldı. Kuzey’de Kazablanka, Muhammediye Tanca ve Tetuan
Güneyde Agadir, İnezgane, Tiznit, Taroudant, Biougra, Kali’a, Sidi Bibi, ülkenin orta kesimlerinde yer alan Marrakeş ve Asfi de gösterilerin yapıldığı şehirler arasındaydı.

Ucda, Taza, Al-Ayun Eş-Şarkiya Fes, Meknes, Er-rachidia, Beni Mellal, Huribga, Fakih bin Salih gibi şehir de eylemlerden nasibini aldı.
Böylece gösteriler, Fas’ın kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına kadar ülkenin hemen her bölgesine yayılarak, ülke çapında geniş bir hareket haline geldi.
ÜLKEDEKİ RESMİ VERİLERE GÖRE GENÇLERİN EKONOMİYE KATKISI
Özellikle hizmetler ve işsizlik gibi konuların öne çıktığı eylemler, Faslı gençlerin ülkedeki sosyal ve ekonomik durumunun mercek altına alınmasına neden oldu. Ülkenin resmi kurumları ve uluslararası kuruluşların verilerine göre, genç nesil işsizlikle mücadele ediyor.
Fas İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkede 2025 yılının ikinci döneminde mal ve hizmet üretiminde kullanılabilecek 15 yaş üstü 12 milyon 458 bin aktif nüfus bulunuyor.
Kadınlar, aktif nüfusun yüzde 22’sini oluşturuyor ve bu kişilerin 8 milyonu şehirlerde yaşıyor. İşsizler, aktif nüfusun yüzde 12,8’ini yani yaklaşık 1,5 milyon kişiyi oluşturuyor ve bunların yüzde 19,9’u kadın.
İşsizlerin yüzde 35,8’i 15-24 yaş, yüzde 21,9’u ise 25-34 yaş aralığında. Ayrıca işsizlerin yüzde 19’u üniversite veya meslek okulu mezunu. İş fırsatlarının sınırlı olması nedeniyle birçok genç, kısmi ve istenmeyen işlerde çalışmak zorunda kalıyor.

Bu durum, Afrika Stratejik ve Dijital Araştırmalar Merkezi tarafından hazırlanan raporda da vurgulandı.
Rapor, yükseköğrenim mezunlarının yüzde 40’ının eğitimleriyle ilgisiz alanlarda iş bulabildiğini, yalnızca yüzde 35’inin kendi alanlarında çalıştığını ortaya koydu. Bu durum, akademik eğitimin iş piyasasıyla uyumsuzluğunu yansıtıyor.
Öte yandan bazı gençler, tarım dışı iş gücünün yüzde 33’ünü (yaklaşık 2,5 milyon kişi, 2023 yılı verisi) istihdam eden kayıt dışı sektörde çalışıyor. Bu sektörün yüzde 77,6’sı şehirlerde bulunuyor. Bu da iş güvencesinin zayıf ve sosyal korumanın yetersiz olduğunu gösteriyor.
Kayıt dışı sektördeki işlerin dağılımı ise, yüzde 44 ticaret, yüzde 28,7 hizmet sektörü, yüzde 15 sanayi ve yüzde 12 ise inşaat şeklinde sıralanıyor.
GENÇ NESLİN TALEPLERİ
Protestocuların dört farklı alanda talepleri vardı. Bunlar şöyle özetlenebilir:
- Sağlık sisteminin iyileştirilmesi: Hastanelerin koşullarının düzeltilmesi, ilaç ve tedavi imkânlarının sağlanması, doktor ve sağlık personeli sayısının artırılması. Ülkede doktor sayısında ciddi eksiklik gözleniyor. 2024 verilerine göre, kamu sektöründe yaklaşık 15 bin doktor bulunuyor. Bunun anlamı 10 bin kişiye yalnızca 4 doktor düşmesi demek. Uluslararası standartlara göre 10 bin kişiye 10 ila 15 doktorun düşüyor olması gerek.
- Eğitim sisteminin reformu: Eğitimin kalitesinin yükseltilmesi, okulların sayısının artırılması, donanım ve koşullarının iyileştirilmesi talep ediliyor.
- Sosyal adaletin sağlanması: Gelirlerin adil dağıtımı, yolsuzlukla mücadele ve işsizlik oranının düşürülmesi. Yukarıda ifade edildiği üzere özellikle gençler arasında işsizliğin yüksek olması ve üniversite mezunlarında bile işsizlik oranının yüzde 19’a kadar çıkıyor olması haliyle dikkat çekiyor.
- Yolsuzlukla mücadele: Siyasi ve idari sorumluluk taşıyan yolsuzluk yapanların yargı önüne çıkarılması gençlerin talepleri arasında yer alıyor.
FASLI YETKİLİLERİN EYLMELERE İLİŞKİN TUTUMLARI
Fas İçişleri Bakanlığı gösterileri başlangıçta “izinsiz ve yasa dışı” ilan etti, onlarca kişiyi gözaltına alırken, bir kısmını serbest bıraktı, bir kısmını ise mahkemeye sevk etti.
Bazı kentlerde güvenlik güçleriyle göstericiler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Polis müdahalesi sonucu yaralanmalar ve şiddet olayları meydana geldi.

Hükümet ilk dört gün sessiz kaldı, ardından üç partiden oluşan koalisyon hükümetinin bir bildiri yayımlayarak, halkın sosyal taleplerini anladıklarını ve yapıcı bir diyalog sürecine açık oldukları şeklinde bir açıklama yaptı.
Başbakan Aziz Ahnuş, hükümet toplantısında yaptığı konuşmada sorunların çözümünde “diyalogun tek yol” olduğunu vurgulayarak, güvenlik güçlerinin kamu düzenini koruma konusundaki “sistematik ve anayasaya uygun müdahalelerini” övdü.
EYLEMLERE BATI MERKEZLİ ARAPÇA MEDYANIN İLGİSİ – ARAP DÜNYASINDA SESSİZLİK
Fas’taki olaylarda dikkati çeken ilginç bir ayrıntı vardı. Arap medyasının eylemleri görmezden gelmesi, ancak BBC, CNN ve France 24 gibi batının önemli medya organlarının Arapça sayfalarında geniş yer bulması dikkat çekti.
Gençlerin özel ve tüzel mülkiyete kısmen de olsa zarar vermesine rağmen, Arap medyasının gelişmelere temkinle yaklaşması, bölge dışındaki medyada eylemlerin geniş yer bulması soru işaretlerini artırdı.
Onurlu bir yaşam, sağlık ve eğitim gibi masum taleplerle başlayan ancak sonrasında bir devletlerin ve toplumların istikrarını olumsuz etkileyen bu tür eylemlerin arkasında gizli ellerin olma ihtimalinden her zaman söz edilir. Arap Baharı rüzgarından olumsuz etkilenen bölge ülkeleri yönetimleri ve halklarının da böyle ihtimalden dolayı mesafeli davrandıkları değerlendirilmektedir.
KRALIN MAKAMINA DUYULAN SAYGI
Eylemlerin şiddetlinin iyice yükseldiği günlerde, Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde benzerine pek az şekilde rastlanan ilginç bir gelişme yaşandı. Hareketin sosyal medya hesabından 8 Ekim’de yapılan bir açıklamada, “Kral 6. Muhammed’in Fas Parlamentosu’nun yeni yasama yılını açacağı 10 Ekim Cuma günü yapılması planlanan gösterileri askıya alındığı” duyuruldu.
Kararın, “Kral’ın makamına duyulan saygı” sebebiyle alındığının belirtilmesi ilginç ve olumlu bir gelişmeydi. Açıklamada bu kararın “milli sorumluluk bilinciyle, anayasal kurumlara bağlılığın ve yapıcı diyaloğa olan inancın bir göstergesi” olduğunun vurgulanması ise bir başka dikkat çeken ayrıtı olarak kayıtlara geçti.

Eylemlerin ilk dalgasının geride kaldığı, ilk heyecanlı dalganın atlatıldığı, yeni bir aşamaya geçilmesi ihtimalinin ise zayıf olduğu değerlendiriliyor. 18 Ekim’de tekrar başlayan ikinci dalgaya katılımın başkent Rabat’ta sadece onlarla ifade edilmesi de bunun işareti olarak algılandı.
Fas, Arap Baharı’nı ülkede demokratik seçimler ve Kral’ın bazı yetkilerden ferağat etmesi gibi attığı adımlar nedeniyle, bölgede en az zararla atlatmayı başarmış ülkelerden biriydi.

