Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 10 binden fazla isyancı, Cumhurbaşkanı Faustin Archange Touadera’nın yürüttüğü Barış ve Uzlaşı Siyasi Anlaşması kapsamında silah bıraktı. Touadera, başkent Bangui’de düzenlenen 11. Stratejik Silahsızlanma, Terhis ve Yeniden Entegrasyon Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, ülke genelinde 30 binden fazla silahın toplandığı açıklandı.
12 YILDIR DEVAM EDEN ÇATIŞMA
Orta Afrika Cumhuriyeti, 2013 yılından bu yana farklı milis gruplar arasında süregelen şiddetli çatışmalara sahne oluyor. Müslüman ağırlıklı bir silahlı grup olan Seleka’nın, dönemin Cumhurbaşkanı François Bozizé’yi devirmesiyle başlayan kriz, kısa sürede ülke genelinde bir iç savaşa dönüştü. Seleka milislerinin iktidarı ele geçirmesinin ardından, Hristiyan çoğunluklu Anti-Balaka grupları karşı saldırıya geçti. Bu durum ülkede, etnik ve dini temellere dayanan derin bir bölünmeye neden oldu. Çatışmalar sonucunda on binlerce kişi hayatını kaybetti, yüz binlerce insan da evlerini terk etmek zorunda kaldı.

2014 yılında Birleşmiş Milletler Barış Gücü (MINUSCA) ülkeye konuşlandırılsa da silahlı gruplar arasındaki çatışmalar tam anlamıyla sona ermedi. 2019’da hükümet ile 14 silahlı grup arasında bir barış anlaşması imzalanmasına rağmen, anlaşma sahada kalıcı bir istikrar sağlayamadı. 2020’de ise eski Cumhurbaşkanı Bozizé’ye bağlı güçlerin öncülük ettiği “Koalisyon des Patriotes pour le Changement (CPC)” adlı yeni ittifakın ortaya çıkmasıyla şiddet olayları yeniden arttı.
FRANSA VE RUSYA’DAN ASKERİ DESTEK
Ülkedeki çatışma süreci boyunca Fransa ve Rusya, ülkenin güvenlik ve siyasi dengelerinde belirleyici aktörler haline geldi. Fransa, 2013’te Seleka isyanının ardından başlatılan Sangaris Operasyonu kapsamında yaklaşık bin 600 askerini ülkeye göndererek barış sürecine katkı sağlamak istediğini belirtti. Fakat operasyon, beklenen istikrarı sağlayamadı ve Fransa, 2016’da askerlerini çekerek askeri varlığını büyük ölçüde sonlandırdı.

Yine de Paris yönetimi, uluslararası platformlarda Orta Afrika’ya yönelik politikalarını sürdürmeye devam etti. Fransız güçlerinin çekilmesi, Batı etkisinin ülkede azalmasına ve yeni aktörlerin sahneye çıkmasına zemin hazırladı.

Bu boşluğu ise Rusya doldurdu. 2017’de Birleşmiş Milletler’den aldığı özel izinle ülkeye silah sevkiyatı yapan Moskova, kısa sürede Cumhurbaşkanı Faustin-Archange Touadéra yönetiminin en önemli müttefiki haline geldi. Rus paralı asker grubu Wagner, hükümet güçlerine eğitim ve koruma desteği sağladı, karşılığında ise maden işletmeleri üzerinde söz sahibi oldu. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Wagner hâlâ aktif olarak görev yaparken, Rusya Afrika’daki bazı operasyonlarını Mali’de resmen “Africa Corps” adıyla devralmış, Orta Afrika’da ise Wagner’den Africa Corps’a geçiş, hâlâ tartışmalı bir konu olmayı sürdürüyor.
ULUSAL DİYAGOL SÜRECİNİN MEYVELERİ
Cumhurbaşkanı, 6 Şubat 2019’da imzalanan ”Ulusal Diyalog” anlaşması doğrultusunda yürütülen program kapsamında 14 silahlı gruptan 11’inin tamamen feshedildiğini, kalan grupların (Barış İçin Birlik (UPC) ve Dönüş, Talep ve Yeniden Güçlendirme (3R) hareketlerinin) dağılma sürecinde olduğunu belirtti. Touadera, ulusal diyalog sürecinin devam edeceğini ve eski isyancıların topluma yeniden kazandırılmasına yönelik programların güçlendirileceğini vurguladı.

Uluslararası toplum, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yürütülen silahsızlanma ve yeniden entegrasyon sürecini olumlu karşılıyor. Birleşmiş Milletler (BM), hükümetin eski savaşçıları silahsızlandırma ve topluma kazandırma çabalarını destekliyor; BM Barış Birimi ve MINUSCA, sürece teknik ve lojistik destek sağlıyor.

Yerel halkın sürece yönelik tepkisi ise karışık. Bazı bölgelerde sürecin olumlu etkileri hissedilirken, diğer bölgelerde eski milis savaşçıların topluma uyumu konusunda zorluklar yaşanıyor. Buna rağmen, ülkede kalıcı barış ve istikrar sağlama yönündeki adımlar, olumlu karşılık bularak ülke daha güvenli bir hale getirilmeye çalışılıyor.