Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre 2025 yılının ilk 8 ayında Afrika kıtası, küresel kolera vakalarının ve ölümlerinin önemli bir kısmına ev sahipliği yaptı. Dünya genelinde 1 Ocak – 17 Ağustos döneminde toplam 409 bin 222 kolera vakası bildirildi, bunların 4 bin 738’i ise ölümle sonuçlandı. Afrika ise, bu ölümlerin en çok görüldüğü ve hastalığın hızla yayılmaya devam ettiği kıta olarak ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya.
Salgın özellikle Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC), Sudan, Güney Sudan, Çad ve Kongo gibi çatışma, yoksulluk ve altyapı eksikliğinin bulunduğu ülkelerde yoğun şekilde görülürken, bazı ülkelere ait vaka sayıları dikkat çekici boyutlara ulaştı. Bu ülkelerde sağlık sistemleri zaten kırılgan bir durumda olduğundan, sel ve hijyen yetersizlikleri gibi faktörler de koleranın yayılmasına neden oluyor.
AFRİKA’NIN SAĞLIK YÜKÜ
Afrika, dünya genelindeki kolera vakalarının yaklaşık %60’ını, ölümlerin ise %93,5’ini barındırıyor. Salgının yayılmasına zemin hazırlayan başlıca etkenler ise; güvenli içme suyuna erişimin yetersiz olması, kötü hijyen koşulları ve altyapı eksikliği. Ayrıca sel felaketleri, su kaynaklarının kirlenmesi ve göç hareketleri de süreci hızlandırıyor.

Örneğin Sudan’da 2024–2025 sürecinde kolera vakaları 382 bin 718’i buldu ve 4 bin 478 kişi hayatını kaybetti. Bu salgın, ülkenin altyapısının savaş nedeniyle zarar görmesiyle birleşince büyük çaplı bir halk sağlığı krizine evrilmiş durumda.
MÜCADELE VE ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC) ve ulusal sağlık otoriteleri, kolera salgınına karşı kıta çapında daha koordineli bir müdahale çağrısı yapıyor. Afrikalı liderler, acil durumları birlikte yönetmek, sınır ötesi takip sistemlerini güçlendirmek, kaynakları paylaşmak ve hesap verebilirliği artırmak için bir “Kolera Görev Gücü” kurulmasını destekliyor.

Mücadelenin önündeki en büyük engellerden biri ise aşı yetersizliği. Afrika’nın yıllık ihtiyacının yaklaşık 504 milyon doz ağız yoluyla kolera aşısı (OCV) olduğu tahmin ediliyor. Fakat mevcut stok bu ihtiyacın çok altında ve bu, acil durumlara hızlı müdahaleyi zorlaştırıyor.
Salgının kontrol altına alınabilmesi için sadece aşı değil, aynı zamanda altyapının da güçlendirilmesi gerekiyor. Uzmanlara bu süreçte üç kritik adımın atılması gerekiyor:
- Temiz su altyapısının geliştirilmesi
- Erken teşhis ve vaka takip sistemlerinin kurulması
- Sağlık merkezlerinde tedavi kapasitesinin arttırılması
Bu önlemler alınmadığı sürece, kıta genelinde kolera salgınlarının giderek büyümesi ve binlerce insanın hayatını tehdit etmeye devam etmesi kaçınılmaz görünüyor.