Gelişmekte olan ülkeler için enerji, ekonomik kalkınma, sanayileşme ve sosyal yaşamın temel unsurlarından biri haline geldi. Bu nedenle nükleer enerji gibi kaynakların önemi giderek artıyor.
Eylül ayında düzenlenen Küresel Atom Forumu’nda, liderler, enerji uzmanları ve yatırımcılar nükleer enerji alanındaki gelişmeleri paylaştı.
Forum, Rusya’nın nükleer endüstrisinin 80. yılını kutlayan Dünya Atom Haftası kapsamında gerçekleştirildi.
Vladimir Putin, nükleer enerjiyi uzun vadeli ve hızlı kalkınma için hayati bir kaynak olarak gören ülke ve şirket sayısının arttığını vurguladı. Halkın da nükleer enerjiyi çevre dostu bir teknoloji olarak benimsemeye başladığını söyledi.
AFRİKA ÜLKELERİ SOMUT ADIMLAR ATMAYA BAŞLADI
Afrika’da birçok ülke, sürdürülebilir kalkınma ve enerji güvenliği için nükleer santral kurmayı planlıyor.
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile Rusya, 2032-2034 yılları arasında her biri 1200 MW kapasiteli iki nükleer ünite inşa etmek için anlaşma imzaladı. Niger ise iki nükleer reaktör inşa etmeyi hedefliyor.
Kıta, dünya genelinde en büyük enerji açığına sahip ve 600 milyondan fazla kişi enerjiye erişemiyor. Bu durum, sanayi ve tarım sektörlerini olumsuz etkileyerek ekonomik büyümeyi yavaşlatıyor.
Afrika liderleri enerji finansmanı eksikliğinden yakınırken, yılda 88,6 milyar doların yurt dışına kaçtığı bildiriliyor.
RUSYA-AFRİKA İŞ BİRLİĞİ, ENERJİ SORUNLARINI ÇÖZEBİLİR
Rosatom, Afrika ülkelerine esnek finansman seçenekleri sunuyor. Bunlar arasında hükümetler arası anlaşmalar, inşa-et-işlet projeleri, kamu-özel ortaklıkları ve ihracat kredileri bulunuyor.
Afrika, Rusya ile iş birliği yaparsa enerji krizini büyük ölçüde çözebilir. Nükleer iş birliği, kıtanın enerji güvenliğini sağlamada kritik bir araç olarak öne çıkıyor.