Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, IDEF25 Savunma Sanayi Fuarı kapsamında Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) kara kuvvetleri komutanı Saddam Hafter ile İstanbul’da bir araya geldi. Görüşme, Ankara ile Bingazi merkezli Libya yönetimi arasındaki temasların derinleştiği bir dönemde gerçekleşti.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, görüşmenin fuar çerçevesinde yapıldığını doğruladı ancak görüşmenin içeriğine dair bir detay vermedi. Saddam Hafter, doğudaki LUO’nun lideri ve fiilen Bingazi merkezli yönetimin başındaki General Halife Hafter’in oğludur.
TÜRKİYE, DOĞU YÖNETİMİYLE TEMASLARI ARTIRIYOR
Bu görüşme, Ankara destekli Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) rakibi olan doğu merkezli yönetimle artan temasların bir parçası. Türkiye, 2020’de BM aracılığıyla sağlanan ateşkese kadar Trablus’taki UBH güçlerini desteklemişti. Türkiye’nin askeri desteği, iç savaşta Batı güçlerinin lehine dengeyi değiştirmişti.
Ateşkesin ardından Ankara, sahadaki çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla Hafter cephesiyle daha dengeli bir politika izlemeye başladı.
Geçtiğimiz yıl Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Bingazi Konsolosluğu’nu yeniden açma planlarını açıklamıştı. Bu çerçevede Hafter ailesiyle doğrudan temaslar da başladı. Saddam Hafter, bu son ziyareti öncesinde Nisan ayında Ankara’da Bakan Güler ile yine görüşmüştü.
TÜRKİYE VE AFRİKA ÜLKELERİ ARASINDA ASKERİ İŞ BİRLİKLERİ
Türkiye, son dönemde Afrika ülkeleriyle geliştirdiği ilişkileri, askeri alandaki yeni iş birlikleriyle güçlendirmeye devam ediyor. Bu kapsamda son iş birliği, Cibuti ile yapıldı.
İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF) 2025 kapsamında Türkiye’yi ziyaret eden Cibuti Savunma Bakanı Hassan Omar Mohamed ile Türkiye Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler arasında “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Askerî İş Birliği Protokolü” imzalandı.
Protokolle birlikte iki ülke arasında askerî eğitim, savunma sanayii iş birlikleri, ortak tatbikatlar ve teknik destek alanlarında kapsamlı bir iş birliği hedefleniyor. Bu anlaşma, Türkiye’nin Afrika kıtasında artan askerî ve stratejik varlığının bir parçası olarak değerlendiriliyor.