Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) hükümeti ile 23 Mart Hareketi (M23), Katar’ın arabuluculuğundaDoha’da bir bildirge imzaladı. Bu adım, kapsamlı bir barış anlaşması yolunda önemli bir aşama olarak nitelendiriliyor. 18 Temmuzda gerçekleşen imza törenine, Kongo ve M23’ten üst düzey temsilciler ve Ortadoğu ve Afrika Kıdemli Danışmanı Massad Boulos’un da katıldı. ”İlkeler Bildirgesi” olarak anılan anlaşma, sürecin kapsayıcı şekilde başlatılmasına dair genel bir çerçeve sunuyor.
Bildirgeye göre taraflar, sivillerin korunması için çatışmayı barışçıl yöntemlerle sona erdirmekte kararlı. Bu taahhüt, uluslararası hukuk, Kongo Anayasası, Afrika Birliği Tüzüğü ve BM kararlarına uyma sözünü de içeriyor. Metinde, ülkenin birlik ve refahı için kalıcı barışın şart olduğu vurgulanıyor. Toprak bütünlüğü ve ulusal egemenlik ilkelerine bağlılık da yeniden teyit ediliyor. Taraflar, en geç 17 Ağustos 2025’e kadar kapsamlı barış anlaşması imzalamak için doğrudan müzakereye başlayacak.
Afrika Birliği, bu gelişmeyi memnuniyetle karşılayarak, bunun hem Kongo’nun doğusunda hem de Büyük Göller bölgesinde istikrarın yeniden sağlanması açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor.
RUANDA’DAN KATAR VE ABD’YE TEŞEKKÜR
Ruanda, Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) ve M23 arasında Doha’da imzalanan ilke bildirisini memnuniyetle karşıladı. Kigali yönetimi, bu gelişmeyi Kongo’nun doğusundaki çatışmanın barışçıl çözümüne yönelik “önemli bir adım” olarak değerlendirdi. Bildiri, haftalar süren diplomatik çabaların ardından Katar’ın başkenti Doha’da imzalandı.
Ruanda Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan açıklamada, bildirinin bölgedeki güvenlik ve istikrarı yeniden tesis etmeye yönelik önemli bir ilerleme olduğu belirtildi. Bakanlık:
“Bugün Doha’da imzalanan bildiri, çatışmanın temel nedenlerine odaklanarak doğu Kongo’daki çatışmaya barışçıl bir çözüm getirme yolunda anlamlı bir adımdır.” ifaderine yer verdi
Açıklamada Katar’ın arabuluculuk rolü ile ABD’nin desteği de takdirle karşılandı. Bu çabaların Afrika Birliği ve diğer bölgesel blokların girişimlerini tamamlayıcı nitelikte olduğu vurgulandı. Ruanda, barış sürecinin başarıya ulaşabilmesi için tüm tarafların süreci sonuna kadar desteklemesi gerektiğini belirtti:
“Ruanda, Büyük Göller Bölgesi’nde kalıcı barış ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlamaya kararlıdır.”
18 Temmuz Cumartesi günü imzalanan bu bildiri, 27 Haziran’da Washington’da Ruanda ile KDC arasında imzalanan barış anlaşmasının ardından geldi. Bu gelişmeler, doğu Kongo’daki şiddetli çatışmaların sona erdirilmesi konusunda umut yarattı.
RUANDA VE M23 BAĞLANTISI
KDC ve bazı Batılı ülkeler, Ruanda’yı 2021’de yeniden ortaya çıkan M23 isyancı grubunu desteklemekle suçluyor. Kigali ise bu suçlamaları sürekli olarak reddediyor. Çoğunlukla Tutsi savaşçılardan oluşan M23 grubu, 1994 Ruanda soykırımının ardından başlayan çatışmalardan bu yana faaliyetlerini sürdürüyor. Özellikle bu yılın bu yılın başlarında Kongo’nun doğusunda yer alan Goma ve Bukavu gibi önemli bölgeleri, başkentleri de dâhil olmak üzere ele geçiren bu grup, ciddi bir endişeye yol açıyor. Bölgedeki önemli maden yatakları üzerinde de hakimiyet kuran M23, ciddi insan hakları ihlallerinde bulunmayı sürdürüyor
Bölgedeki insani kriz; tecavüz, zorla alıkonma, toplu infaz ve çeşitli şiddet uygulamaları nedeniyle hızla büyüyor. BM, barış sürecinin bir an önce devreye girmesi için çağrıda bulunuyor. Senenin başından bu yana giderek artan bu şiddet olaylarında binlerce kişi hayatını kaybetti, milyonlarca insan ise göç etmek zorunda kaldı.
Kaynak: AA