Her yıl bahar aylarında Afrika’dan yola çıkan leylekler, binlerce kilometrelik zorlu bir göçün ardından Ukrayna, Polonya ve Türkiye gibi ülkelere ulaşıyor. Bu uzun yolculuğun ardında, hem biyolojik hem de çevresel nedenler bulunuyor.
Uzmanlara göre, Avrupa yaz aylarında leylekler için adeta bir besin cennetine dönüşüyor. Tarım arazileri ve sulak alanlarda bol miktarda bulunan kurbağa, böcek, solucan ve küçük kemirgenler, yavru büyütme döneminde büyük önem taşıyor. Öyle ki, tek bir leylek yuvası günlük yaklaşık 4 kilogram besine ihtiyaç duyuyor.
LEYLEK YAVRULARININ GELİŞİMİ İÇİN YAZIN TÜRKİYE DAHA UYGUN
Afrika’da kış ayları daha ılıman geçse de yaz aylarında aşırı sıcaklar ve kuraklık, yavruların gelişimi için gerekli su ve besin kaynaklarını sınırlıyor. Bu nedenle üreme için uygun koşullar sunamıyor.
Türkiye gibi kuzey yarımküredeki ülkelerde yaz günlerinin uzunluğu, ebeveyn leyleklerin yavrularına daha fazla zaman ayırabilmesine olanak tanıyor. Bu da sağlıklı nesillerin yetişmesini kolaylaştırıyor. Bilim insanları, kuzeye göç eden leylek popülasyonlarının tarih boyunca daha başarılı üreme stratejileri geliştirdiğini ve bu davranışın genetik olarak yerleştiğini belirtiyor.

KUŞLARIN GÖÇÜ EKOSİSTEM İÇİN OLDUKÇA ÖNEMLİ
Ancak uzmanlar, sadece leyleklerin değil, onlarla birlikte göç eden yüzlerce kuş türünün de tehdit altında olduğuna dikkat çekiyor. Nature Ecology & Evolution dergisinde yayımlanan bir araştırma, önlem alınmazsa önümüzdeki yüzyılda 500’den fazla kuş türünün yok olma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini ortaya koyuyor.
Göçmen kuşların bu uzun yolculukları, yalnızca doğa harikası bir olay değil; aynı zamanda küresel ekosistemin sürdürülebilirliği açısından da hayati öneme sahip.