Namibya ve Angola, yıllardır bin 400 kilometrelik ortak sınırlarını yasa dışı para hareketleri, nakit kaçakçılığı ve gizli offshore hesaplar için bir arka kapıya dönüştüren suç ağlarına karşı güçlü bir adım attı. Yeni iş birliği planı, bu açıklardan faydalanan finansal suç şebekeleri için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Afrika, her yıl milyarlarca doları yasa dışı mali akışlarla kaybediyor. Petrol, elmas ve balıkçılık gibi kaynaklara sahip olan Namibya ve Angola’da bu kaynakların kayıtdışı servetlere dönüşmesi yerine eğitim, sağlık ve istihdama aktarılması hedefleniyor. “Kirli para” yalnızca devlet hazinesine değil, toplumun güvenine de zarar veriyor. Yeni anlaşma, halkın yöneticilere olan inancını tazelemek için bir fırsat olarak görülüyor.
VERİ PAYLAŞIMI VE ORTAK OPERASYONLAR
Bu iş birliği, öncelikle güvenli ve hızlı bilgi paylaşımıyla işleyecek. Şüpheli finansal işlemler artık iki ülkenin istihbarat birimleri arasında anlık olarak aktarılabilecek. Gümrük memurları, sınır polisi ve savcılar mali suçlarla ilgili özel eğitim alacak. Ayrıca, iki ülke sınır ötesi faaliyet gösteren suç örgütlerine karşı ortak görev güçleri oluşturacak. Daha önce yargı sistemlerinin zayıflığından faydalanarak ülkeler arasında kaçan suçlular için bu bir dönüm noktası olabilir. İyi niyetle imzalanan bu tür anlaşmalar, siyasi müdahale, zayıf kurumlar ve uygulama eksikliği nedeniyle geçmişte başarısız oldu. Uzmanlar, bu kez adaletin görünür olması, varlıkların dondurulması ve yolsuzlukla mücadele kurumlarının bağımsız kalması gerektiğini vurguluyor.
ÖZEL SEKTÖR TEDİRGİN AMA UMUTLU
Bankalar, emlakçılar ve muhasebeciler gibi sektörler daha sıkı denetimlerle karşı karşıya kalacak. “Müşterini Tanı” (KYC) süreçleri güçlendirilecek, şüpheli işlem bildirimleri artacak ve uyumsuzluk durumunda daha ağır cezalar uygulanacak. Ancak birçok firma, temiz finansal yapının daha fazla yabancı yatırım çekeceğini ve bölgenin güvenilirliğini artıracağını düşünüyor. Botsvana gibi ülkeler benzer reformlarla başarıya ulaşmış, gri listeden çıkmayı başarmıştı. Namibya-Angola iş birliği, benzer yolda ilerleyen Kenya ve Güney Afrika gibi ülkelere de örnek olabilir.
HALKIN BEKLENTİSİ: GERÇEK SONUÇLAR
Namibya’da “Fishrot” skandalı, Angola’da ise yıllarca elitlere giden petrol gelirleri halkta büyük tepki yaratmıştı. Bu iş birliği, çalınan servetin yeniden halk için kullanılması adına önemli bir fırsat. Seçim dönemleri yaklaşırken bu girişim aynı zamanda bir siyasi irade sınavı olacak. Güçlü aktörlerin baskılarına karşı liderler durabilecek mi? İhbarcılar kendini güvende hissedecek mi? Sivil toplum süreçte söz sahibi olabilecek mi? Uzmanlar, bağımsız denetim, kamuya açık raporlama ve siyasi müdahaleye karşı koruma mekanizmalarının olmazsa olmaz olduğunu vurguluyor.
Eğer bu anlaşma sözde kalmaz, kaynak ve uzman desteğiyle uygulamaya geçirilirse, bölgesel AML (kara para aklama ile mücadele) yapılarında zincirleme bir reform başlatabilir. Çünkü bu mücadele yalnızca suçluları yakalamak değil; dürüst çalışmayla kurulan bir geleceğe inancı tazelemekle ilgilidir.
Kaynak: Further Africa