Küresel kredi derecelendirme kuruluşları S&P, Moody’s ve Fitch, Afrika ülkelerine yönelik değerlendirmelerinde kıtanın mevcut zorluklarını temel alıyor. Ancak bu yaklaşım, ekonomistler tarafından “spekülatif derecelendirme” olarak nitelendiriliyor. Yani Afrika ülkeleri, not sistemi nedeniyle adeta finansal cehenneme hapsediliyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başekonomisti Raymond Gilpin, “54 Afrika ülkesinden yalnızca 33’ü kredi notuna sahip. Bunlardan sadece iki ülke, Mauritius ve Botsvana, yatırım yapılabilir seviyede” diyerek tabloyu özetliyor. Bu iki ülke düşük borçlanma maliyetlerinden ve yüksek yatırım girişlerinden faydalanabiliyor.
YÜKSEK FAİZLER, KISITLI YATIRIMLAR
En yüksek kredi notu olan AAA, düşük maliyetle en fazla yatırımı çekerken, B- ve altı seviyedeki ülkeler yatırım dışı, yani “spekülatif” kategoride yer alıyor. Bugün Afrika’da 31 ülke bu kategoride. Son üç yılda kıtada ortalama kredi faizi %10 civarında. Karşılaştırmak gerekirse Almanya’da bu oran %0,75.Gilpin, “Bu faiz farkları sadece sorun değil; Afrika’nın yeşil dönüşüm, enerji güvenliği ve dijital altyapı gibi alanlara yatırım yapmasının önünde ciddi birer engel,” diyor.
Peki, henüz notlandırılmamış 19 Afrika ülkesinin durumu ne? Gilpin’e göre yatırımcılar bu ülkelere yönelmiyor bile. “Afrika’nın büyük bölümü yatırım yapılabilir değil,” diyerek gerçekçi bir tablo çiziyor. Kredi notları konusunda kıtaya karşı önyargılı yaklaşımlar olduğu yönünde uzun süredir eleştiriler var. UNDP’nin iki yıl önce yayımladığı bir rapora göre, bu önyargılı yöntemler Afrika’ya tam 74 milyar dolarlık kayba neden oldu. Bu miktar, kıtanın yıllık kalkınma yardımı toplamını aşıyor.
VERİ AÇIĞI ALGILARI BESLİYOR
Kredi derecelendirme süreci Afrika için görece yeni. Pek çok ülke nasıl bir anlatı sunması gerektiğini bilmiyor, eldeki veriler de zamanında ve kapsamlı değil. Bu da kıtayı “riskli bölge” gibi gösteren bir anlatının oluşmasına neden oluyor. Gilpin, “Eğer zamanında, ileriye dönük ve kapsamlı veriler sunulabilirse, kıta çok daha yatırım dostu bir görüntü çizebilir,” diyor. Afrika Birliği, bu sorunun çözümü için uzun süredir uluslararası platformlarda çağrıda bulunuyor. Güney Afrika’nın G20 dönem başkanlığı da bu konuyu öncelikli gündem maddesi yaptı. Kıtada kalkınmanın bir sonraki aşamaya geçebilmesi için her yıl 200 ila 300 milyar dolar arasında bir yatırım ihtiyacı bulunuyor. Afrika, daha adil kredi notları almadığı sürece, borçlanma maliyetleri yükselmeye devam edecek; bu da kıtanın kalkınma yolculuğunda ciddi bir duraksamaya neden olacak. Vatikan destekli bir raporda bu durum şu sözlerle özetleniyor: “Küresel finans, insanlara ve gezegene hizmet etmeli; kârı korumak uğruna yoksulları cezalandırmamalı.”
Kaynak: TRT Afrika