Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni başkanlık döneminde alınan fon azaltma ve kesme kararı, Afrika’daki mültecileri doğrudan etkiledi. Donald Trump göreve başlar başlamaz hem insani yardım kuruluşlarına hem de doğrudan kıta ülkelerine sağladığı destek fonlarını kesti. Bu durum, kıtada devam eden savaşlardan ve iklim krizinden kaynaklı göç etmek zorunda kalan Afrikalıların mevcut durumunu daha da çıkılmaz bir hale soktu.
Mülteci kamplarında Dünya Gıda Programı’nın ya da UNICEF gibi yapıların yardım desteği giderek azaldı. Yeterli gıda yardımı alamayan insanlar, açlık ve salgın hastalıklarla aynı anda mücadele ediyor. Kıtaya yönelik fonların kesilmesi, kolera, sıtma, maymun çiçeği ve HIV gibi hastalıklara yönelik aşı ve tedavi desteğini de olumsuz etkiledi.
SUDAN: SON YILLARIN EN BÜYÜK İNSANİ KRİZ BÖLGESİ
Sudan’da 2023 yılından bu yana devam eden ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışma, sivillerin büyük kitleler halinde göç etmesine neden oldu. Savaşın başlangıcından bu yana 12,3 milyon Sudanlı göç etti. Bunun 8,8 milyonu ülke içinde, 3,5 milyonu ise çevre ülkelere göç etti. Anadolu Ajansı muhabiri, savaştan kaçan ve Uganda’ya sığınan Sudanlı bir aileden, yaşadıkları süreç hakkında bilgi aldı.
HAYATTA KALMAK İÇİN SIĞINDIKLARI KAMPLARDA ÖLÜME TERK EDİLDİLER
Sudan’ın Darfur bölgesinde silahlı gruplardan ve kontrol noktalarından kaçınmak için günlerce çalılıklardan ilerleyerek yola çıkan Amin Ahmed, eşi Rania Bashir ve iki çocuğu sonunda ülkeden kaçmayı başardı.
Dört kişilik aile şu anda Uganda’nın batısındaki Kiryandongo Mülteci Yerleşkesi’nde sığınma talebinde bulunuyor. Bu yerleşkede Sudan, Güney Sudan ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden gelen binlerce mülteci barınıyor. 32 yaşındaki Ahmed:
“Uganda’ya ulaştığımızda büyük bir rahatlama ve umut hissettik. Sudan’daki durum gerçekten korkunçtu. Pek çok insanın öldürüldüğünü gördük.”
Ahmed’e, diğer mülteciler gibi BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından ailesi için geçici bir barınak yapabileceği küçük bir arazi tahsis edildi. Ahmed:
“İlk geldiğimizde hayat güzeldi. Dünya Gıda Programı bize her ay 10 kilogram mısır unu, 3 kilogram fasulye, iki paket tuz ve bir litre sıvı yağ veriyordu. Ancak durum değişti artık yiyecek kalmadı” diyerek aç kalan 3 ve 5 yaşlarındaki çocuklarını gösterdi
Savaştan ve öldürülme korkusundan kaçan Ahmed ve ailesi bazen günlerce aç kalıyor. “Şu anda kişi başına sadece 10 bin Uganda şilini (yaklaşık 3 dolar) alıyoruz” diyor ve bu paranın bir ay boyunca yeterli olmadığını söylüyor.
Sudanlı başka bir mülteci ve üç çocuk annesi olan 30 yaşındaki İman Muhammed ise kampta binlerce insanın karşı karşıya olduğu vahim koşullara dikkat çekiyor:
“Savaştan kaçtık ama şimdi de Uganda’da açlıkla karşı karşıyayız” diyor. İman artık kamp içinde zaman zaman verilen yardımlar veya bulabildiği ufak tefek işlerle geçinmeye çalışıyor.
“Uganda huzurlu bir ülke. İnsanları iyi ama iş yok. Fırsatlar sınırlı.” sözlerine yer veriyor.
FİNANSMAN KRİZİ DERİNLEŞİYOR
Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Gıda Programı (WFP), uzun yıllardır Doğu Afrika’daki mültecilere gıda yardımı ve devamlı iş imkanı projeleriyle destek sağlıyor.
Ancak WFP, ABD’nin ani şekilde neredeyse tüm fonlarını kesmesi ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nı (USAID) bu yılın başında kapanmasının ardından ciddi bir finansman kriziyle karşı karşıya kaldı. Bu karar, yeni ABD Başkanı Donald Trump’ın dış yardımları geri çekme politikasının bir parçası olarak hayata geçirildi ve Doğu Afrika’daki insani yardımları derinden sarstı.
2024 yılında ABD, WFP’ye yaklaşık 4,5 milyar dolar bağışta bulunarak bir sonraki en büyük bağışçı olan Almanya’nın dört katı kadar katkı sağlamış ve tarihsel olarak yapılan yardımların neredeyse yarısını üstlenmişti.
Yalnızca Uganda’da, USAID 2023 ile Nisan 2024 arasında 83 milyon dolar sağlayarak 13 yerleşkede 1,3 milyondan fazla mülteciye yardım ulaştırmıştı. Fakat kesintiler ile birlikte bu sayıdan çok daha fazla mülteci açlık kriziyle kar karşıya kalmış durumda.
WFP sözcüsü Alessandro Abbonizio’nun Anadolu Ajansı’na verdiği bilgiye göre, kesintilerden önce bile program Kenya ve Uganda gibi ülkelerde gıda yardımlarını azaltmak ve destek kapsamını daraltmak zorunda kalıyordu. Mayıs ayında ise WFP, Uganda’daki desteklediği mülteci sayısını 1,6 milyondan 663 bine düşürmek zorunda kaldı.
“Orta düzeyde savunmasız olarak sınıflandırılan mülteciler, gıda yardımının sadece yüzde 22’sini alabiliyor ki bu şimdiye kadar Uganda ve bölge genelinde verilen en düşük oran.”
Tam gıda yardımının yeniden sağlanabilmesi için 50 milyon dolara ihtiyaç var ama 2025 yılı içinde yalnızca 8,5 milyon dolar destek sağlanabildi. Abbonizio, acil fon bulunmazsa yardım kesintilerinin daha da derinleşebileceği ya da tamamen durdurulabileceği uyarısında bulundu.
KITA, EN BÜYÜK MÜLTECİ KRİZİNİ YAŞARKEN KESİLEN YARDIMLAR BÜYÜK BİR TAHRİBATA NEDEN OLUYOR
Uganda krizin arttığı bir dönemde, yeniden artan mülteci akınıyla karşı karşıya kaldı. Açık kapı politikasını sürdüren ülke, şu anda Afrika’daki en fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor bu sayı ise 1,9 milyon kişiye tekabül ediyor.
Bu mültecilerin çoğu, Sudan, Güney Sudan ve Kongo’daki çatışmalardan kaçıyor. Diğerleri ise Somali, Etiyopya ve Eritre gibi ülkelerden geliyor. Savaşla yıllarca sarsılmış olan bölgede yeniden şiddet tırmanıyor.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğusunda, M23 isyancıları ile hükümet güçleri arasındaki çatışmalar nedeniyle Şubat sonu itibarıyla 500 binden fazla insan yerinden edildi, 3 binden fazla kişi öldü. BM Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, ABD yardımlarındaki kesintiler nedeniyle Kongolu sivillere yönelik insani yardım çalışmalarında “yaşamla ölüm arasında seçim yapılmak zorunda kalındığını” söyledi.
Güney Sudan’da da hükümet ile muhalif güçler arasındaki çatışmalar Mart ayında yeniden alevlendi ve Mayıs ayına kadar 130 binden fazla kişi yerinden edildi.
2025 yılı başından bu yana yalnızca Sudan, Güney Sudan ve Kongo’dan Uganda’ya gelen mülteci sayısı 112.571 oldu. Bu yeni akın, zaten yetersiz olan kaynaklar üzerinde daha da büyük baskı oluşturuyor.
Uganda’nın Afet, Yardım ve Mültecilerden Sorumlu Bakanı Hilary Onek geçen ay uluslararası topluma acil destek çağrısında bulundu:
“Uganda’nın örnek mülteci politikasını sürdürebilmesi ve ihtiyaç sahiplerine koruma sağlayabilmesi için uluslararası dayanışma şart” ifadesine yer verdi.