Angola’nın başkenti Luanda’da düzenlenen 17. ABD-Afrika İş Zirvesi, küresel ilgiyi üzerine çekti. Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası’nın (AGOA) 2025 Eylül’ünde sona erecek olması, Afrika ülkelerinde büyük endişe yaratıyor. Bölge liderleri yasanın 10 yıl daha uzatılmasını talep ederken, Trump yönetiminin “karşılıklı tarifeler” politikası, Afrikalı ihracatçılar için gümrüksüz erişimi tehlikeye atabilir.
YARDIMDAN YATIRIMA GEÇİŞ KORİDORU
Beyaz Saray’ın Afrika stratejisi, kalkınma yardımlarından özel sektör yatırımlarına yönelmiş durumda. Lobito gibi altyapı koridorları, dijital ve enerji projeleriyle birlikte ABD’nin ticari diplomasi yaklaşımının yeni örnekleri arasında. DFC ve EXIM Bank gibi kurumlar bu dönüşümde öncü rol üstleniyor. ABD’nin geri çekildiği kalkınma finansmanı alanında, Çin adım adım öne çıkıyor. Çin’in altyapı yatırımları, birçok Afrika ülkesi için hâlâ cazip. Zirve, ABD’nin uzun vadeli ortak olarak güven tazelemesi için önemli bir fırsat olarak görülüyor, özellikle enerji, altyapı ve kritik madenler alanlarında fırsatlar bekleniyor.
ZİMBABVE’DE ALTINA BAĞLI PARA BİRİMİ
Altın destekli yeni para birimi ZiG’i devreye alan Zimbabve, uluslararası ekonomi çevrelerinin dikkatini çekmeye devam ediyor. IMF yetkilileri, ülkenin mali ve parasal disiplin çabalarını “istikrara yönelik olumlu sinyaller” olarak değerlendirse de, kamuoyundaki güven hâlâ zayıf. Rezervlerin 701 milyon dolara ulaştığı belirtiliyor.
Resmi verilere göre yıllık enflasyon %85,7 seviyesinde seyrediyor. Ancak gayriresmî döviz kurlarıyla arasındaki büyük fark, halkın hâlâ ABD dolarıyla işlem yapmayı tercih etmesine neden oluyor. Hükûmetin 2027 itibarıyla işlenmemiş lityum ihracatını yasaklama kararı, üretimin ülke içinde katma değerle yapılmasını hedefliyor. Çinli yatırımcılar şimdiden 1 milyar doları aşan işleme tesisi yatırımlarıyla yeni döneme hazırlanıyor.
ANGOLA: BORÇ YÜKÜNÜN GÖLGESİNDE
Afrika’nın enerji devi Angola, ekonomik yavaşlamaya rağmen yeni fırsatlara odaklanıyor. Petrol fiyatlarının düşmesi ve 9,1 milyar dolarlık dış borç ödemeleri nedeniyle ülkenin 2025 büyüme tahmini %2,4’e indirildi. Washington’daki görüşmeler sonucunda Angola, ABD ile petrol, doğalgaz, yenilenebilir enerji ve kritik mineraller alanında yeni anlaşmalar imzaladı. 60 milyar dolarlık lisans potansiyeliyle Angola, hem enerji liderliğini sürdürmeyi hem de rafineri ve yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmayı hedefliyor.
Luanda’daki Bita Su Projesi için 724 milyon dolarlık finansman sağlandı. Bu proje, Angola’nın çok taraflı risk garantileriyle karma finansman modellerine olan erişimini de gözler önüne seriyor. Afrika Mali İstikrar Mekanizması önerisiyle Angola, kıta genelinde likidite krizlerine karşı ortak bir güvenlik ağı oluşturulmasını savunuyor. Avrupa’daki ESM modeline benzer bu yapı, ülkenin Afrika Birliği başkanlığı sürecindeki etkisini de artırıyor.
GÜNEY AFRİKA: ENFLASYON DENGESİ PARA POLİTİKASINA ALAN AÇIYOR
Kıtadaki en gelişmiş ekonomilerden biri olan Güney Afrika, makroekonomik dengeyi korumakta zorlanıyor. Manşet enflasyon Mayıs ayında %2,8’de sabit kalırken, çekirdek enflasyon %3 olarak ölçüldü. Bu oranlar, Güney Afrika Merkez Bankası’nın hedef aralığında seyrediyor. Yetkililer, daha düşük bir enflasyon hedefi belirlemeyi gündeme taşıdı. 2025’in ilk çeyreğinde büyüme yalnızca %0,1 olarak gerçekleşti. Tarım sektörü %15,8 oranında büyüme kaydederken, madencilik ve imalat sektörleri ekonomiyi aşağı çekti. Yıl geneli için büyüme tahminleri %1,2–%1,5 aralığında kalıyor.
Bütçe açığı GSYH’nin %4,8’ine yükselirken, kamu borcu %77,4’e tırmandı. Hükûmetin KDV artışını rafa kaldırması, siyasi açıdan avantajlı ama mali açıdan pahalı bir karar olarak değerlendiriliyor. Dünya Bankası’nın 500 milyon dolarlık kredi garantisi ile özel sektörün 25 milyar dolarlık enerji iletim projelerine katılımı teşvik ediliyor. Bu gelişme, Güney Afrika’nın enerji dönüşüm hedeflerinde kilit rol oynayabilir.
AFRİKA’DA KIRILGAN BİR DENGE ARAYIŞI
Kıta genelinde hükûmetler, jeopolitik belirsizlikler arasında ekonomik istikrarı sürdürme çabasında. AGOA’nın geleceğine dair kararlar, ABD-Afrika ticari ilişkilerinin önümüzdeki on yılına yön verebilir. Angola, Zimbabve ve Güney Afrika gibi ülkeler ise reform hamleleriyle öne çıkarken, yatırımcılar açısından Afrika hâlâ yüksek riskli ama yüksek kazançlı bir coğrafya olmaya devam ediyor.