Bu neşeli ortamın ardında yatan gerçek, 6 aydan 18 yaşına kadar 98 çocuğun terk edilmiş hayatları. Kimi doğar doğmaz hastane kapısına bırakılmış, kimi evlerinde kaderine terk edilmiş. Uganda’da yaklaşık 6 milyon kişi engelli yaşıyor ve bu bireyler hâlâ “lanetli” olarak görülüyor. Aileler utanç, bilgi eksikliği ve yoksulluk nedeniyle çocuklarını zincirleyip gizliyor, hatta terk ediyor.
SAĞLIK BÜTÇESİNİN YÜZDE 1’İ ENGELLİLERE YETERLİ GÖRÜLÜYOR

Uganda hükümeti, sağlık bütçesinin yalnızca yüzde 1’ini engelli bireylere ayırıyor. Özellikle kırsalda bakım merkezlerinin eksikliği, aileleri çaresiz bırakıyor. Bu boşluğu ise bağışlarla ayakta duran küçük sivil toplum kuruluşları doldurmaya çalışıyor. Onlardan biri de Edith Lukabwe’nin kurduğu Home of Hope (Umut Evi). Edith’in mücadelesi, 2000 yılında oğlu Derrick’in doğumuyla başladı. Sarılık, epileptik nöbetler ve yanlış teşhislerle geçen ilk haftaların ardından Derrick’e menenjit sonucu gelişen kalıcı beyin hasarı ve serebral palsi tanısı kondu. Edith ve eşi, toplum tarafından dışlandı; oğulları “iblis taşıyan çocuk” diye damgalandı.
MODERN TIP VE BİLGİYLE İYİLEŞTİRME

Edith, oğlunun durumu karşısında çaresiz kalıp geleneksel şifacılara başvurdu. Ancak sonuç alamayınca tekrar hastaneye döndü. Fizyoterapi sırasında tanıştığı annelere yardım ederek bir destek ağı kurdu. Zamanla aileleri evlerinde ziyaret etmeye, çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. Kimi evlerde çocukların kilit altında tutulduğunu görünce, bu işe ömrünü adamaya karar verdi. 2007’de resmi olarak Umut Evi’ni kuran Edith, 2013’te uluslararası destekle şimdiki geniş alana taşındı. Burada çocuklara üç öğün yemek, eğitim, terapi ve sevgi dolu bir yuva sunuluyor. Oğlu Derrick’in 2014’te hayatını kaybetmesi, Edith’i derinden sarsmasına rağmen onu bu misyona daha da bağladı. “Tanrı beni iyileştirirse, engelli çocuklara bakacağım” diyen Edith, sözünü tuttu.
GENİŞLEYEN AĞ: HASTANE, BAKIM EVİ VE MESLEKİ DESTEK

Bugün Home of Hope sadece bir yetimhane değil; tam teşekküllü bir hastane, bir tavuk çiftliği, üniversite staj programları ve yeni açılan genç yetişkinlere özel yaşam merkeziyle tam bir destek sistemi. Edith’in iki oğlu da burada çalışıyor. Kocası Richard ise tesisin idari işlerini yürütüyor.
Home of Hope’un yürüttüğü saha çalışmaları sırasında ulaşılan vakalar ise hâlâ tabuların ve yoksulluğun izlerini taşıyor. İki engelli kızına tek başına bakan Ruth’un hikâyesi bunlardan biri. 13 yaşındaki kızı Jesca, komşuları tarafından defalarca tecavüze uğradı. Aile içi baskı ve rüşvetle yürüyen sistemde adalet yerini bir kalıp sabun ve 2 kilo şekere bıraktı. Fail ise ülkeyi terk etti.
ARTIK ÇOCUKLAR SAKLANMIYOR

Edith, 20 yıllık tecrübesiyle toplumsal dönüşümü gözlemlediğini söylüyor: “Aileler artık çocuklarını saklamıyor, toplum içine çıkarıyor, terapilere getiriyor.” Umut Evi’nde annelerin paylaştığı deneyimler, artık utanç değil, güç kaynağı oluyor. “Onların da insan olduğunu kabul etmeliyiz,” diyen Edith, bu mücadeleyi yalnızca yaşamı boyunca değil, kendisinden sonra da sürdürecek bir sistem kurma çabasında.
Kaynak: Al Jazeera