Perşembe günü düzenlenen bir forumda konuşan Güney Sudanlı milletvekili Vicky Nyanut Mawien, kadınların savaş ve barış konularında süregelen dışlanmasını eleştirdi. “Kadınlar olarak her seferinde, planlamadığımız savaşlarla altüst olan hayatlara uyanıyoruz. Aileleri yeniden inşa eden, ölüleri toprağa veren, yerinden edilenlere bakan biziz ama bu krizleri yaratan karar masalarında yer almıyoruz” dedi.
KADINLAR VE ÇOCUKLAR EN BÜYÜK ZARARI GÖRÜYOR
Güney Sudan Halk Savunma Güçleri (SSPDF) ile SPLA-IO’ya bağlı muhalif savaşçılar arasında yeniden başlayan çatışmalar, büyük bir insani felaketin kapıda olduğuna dair korkuları artırıyor. İnsan hakları grupları, sivillerin, özellikle de kadın ve çocukların, silahlı baskınlar ve hava saldırıları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldığını bildiriyor. Üst Nil eyaletinden Dr. Pal Chol, sivillerin sığındığı köylerin bombalanmasını kınayarak, “Bu insanlar savaşçı değil; anneler, çocuklar, yaşlılar. Onlara yönelik saldırılar hem adaletsiz hem de yasadışıdır” açıklamasında bulundu.
KADINLARIN DAHİL OLMADIĞI BİR BARIŞ, KALICI OLAMAZ
Kadın liderler ve sivil toplum kuruluşları, sadece çatışma sırasında korunmak değil, aynı zamanda çözüm süreçlerinde de yer almak istiyor. Kadınların deneyimlerinin ve ihtiyaçlarının barış anlaşmaları, insani yardım ve reform süreçlerinde dikkate alınmaması, kalıcı çözüm ihtimalini zayıflatıyor. Aktivistler, cinsiyete dayalı şiddetin artışı, sağlık hizmetlerine sınırlı erişim ve yerinden edilmenin yarattığı travmanın, barış süreçlerinde kadın temsilinin eksikliğinden beslendiğini savunuyor. “Kadınlar sadece kurban değiliz,” diyen Jonglei Eyaleti’nden bir kadın aktivist, “Biz barış inşa eden, bakım veren ve liderlik eden kişileriz. Biz olmadan kalıcı bir barış mümkün değil” ifadelerini kullandı. Gerilimin tırmanmasıyla birlikte, insan hakları grupları ayrım gözetmeyen saldırıların durdurulmasını ve olası savaş suçlarına karşı uluslararası denetimin güçlendirilmesini talep ediyor.