Somali medyası, yaklaşık 500 asker taşıyan iki Türk askeri uçağının Mogadişu’daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı’na iniş yaptığını bildirdi. Türk askerlerinin ülkedeki toplam mevcudunun 2 bin 500’ü aşabileceği belirtilirken, bazı kaynaklar yıl sonuna kadar bu sayının 5 bine ulaşabileceğine dikkat çekiyor. Türk askerlerinin Mogadişu’ya varışı, Somali hükümetinin eş-Şebab hareketine karşı operasyonlarını artırdığı kritik bir döneme denk geldi. Hükümet güçleri, Türk savaş uçaklarının hava desteğiyle militanlara yönelik yoğun saldırılar düzenliyor. Bu gelişme, Temmuz 2024’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Somali’deki Türk askeri varlığını iki yıl daha uzatan tezkereyi onaylamasının ardından gerçekleşti.
BÖLGESEL DİNAMİKLERİN ORTASINDA TÜRKİYE
Son dönemde Mogadişu ve Ankara arasında imzalanan anlaşmalar, Somali-Etiyopya gerginliğinin ve Kızıldeniz Havzası’ndaki artan tansiyonun gölgesinde şekillendi. Uzmanlar, Türk kuvvetlerinin Somali’deki varlığının yalnızca terörle mücadeleye değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik hedeflere de hizmet ettiğini belirtiyor. Etiyopya’nın Somaliland ile imzaladığı ve sahil bölgelerine erişim sağlamayı hedefleyen mutabakat zaptı, Somali’yi bölgesel ittifaklar kurmaya yöneltti. Etiyopya’nın bu adımı, Somaliland’ın bağımsızlığını tanıma vaadi karşılığında askeri üsler kurmayı da içeriyor.
GÜVENLİK KAYGILARI VE STRATEJİK YAKLAŞIM
Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid, Türk askerlerinin Mogadişu’ya gelişinin, eş-Şebab tehdidine karşı Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’un talebiyle hızlandığını ifade ediyor. Seyyid, bu adımın Somali’nin güvenliğini sağlamanın yanı sıra Türkiye’nin ülkedeki ekonomik çıkarlarını da koruma amacını taşıdığını vurguluyor. Seyyid, Türkiye’nin Akdeniz’den Kızıldeniz’e, Orta Asya’dan Afrika’ya kadar etkisini artırmaya çalıştığını belirtiyor. Somali’nin uzun kıyı şeridi ve stratejik konumu nedeniyle, Ankara’nın bölgedeki varlığının uluslararası deniz ticareti açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.
MÜTTEFİKLERİ SAVUNMA GELENEĞİ
Mogadişu, Türkiye’yi yalnızca bir ekonomik ortak değil, aynı zamanda Etiyopya ve Kenya gibi komşu ülkelerin tehditlerine karşı sadık bir müttefik olarak görüyor. Seyyid, Libya ve Karabağ örneklerini hatırlatarak, Türkiye’nin müttefiklerine verdiği destek konusunda güçlü bir geçmişe sahip olduğunu aktarıyor. Türkiye’nin farklı coğrafyalarda, hatta çatışma bölgelerinde bile, çoğu zaman diplomasiyi ön planda tutarak çatışmaları önlediğini kaydeden Seyyid, Somali ile yapılan askeri iş birliği anlaşmasının da yalnızca güvenlik ve terörle mücadele alanlarını kapsadığını vurguluyor.
KIZILDENİZ’DEKİ YENİ DENGELER
Kızıldeniz ülkelerinin artan yabancı askeri varlık karşısında bir forum kurma çabalarına dikkat çeken Seyyid, Türkiye’nin hâlihazırda Sudan, Somali ve Etiyopya’daki etkisiyle bölgede önemli bir aktör olduğunu söylüyor. Uzman, Türkiye’nin katılımının bölge için bir tehdit oluşturmadığını da ekliyor. Somalili analist İdi Muhammed, Türk askerî misyonunun terörle mücadele ve Somali kıyılarını koruma hedeflerine odaklandığını belirtiyor. Muhammed, özellikle petrol arama ve madencilik gibi sektörlerde Türkiye’nin Somali’ye olan ilgisinin arttığını vurguluyor.
JEOPOLİTİK HAMLELER VE STRATEJİK KORUMA
Muhammed’e göre, Türk askeri varlığı, Somali’nin bütünlüğünü koruma çabalarına katkı sağlarken, Addis Ababa ile Mogadişu arasında imzalanan liman hizmetleri anlaşmasının da uygulanmasını destekleyecek. Türk kuvvetlerinin varlığının, Cibuti’deki yabancı üsler ve Kızıldeniz’deki diğer stratejik aktörlerle iş birliği fırsatları yaratabileceğini belirten Muhammed, bu sürecin deniz ticareti güvenliği açısından da kritik olduğunu kaydediyor. Son dönemde eş-Şebab’ın artan eylemleri karşısında Somali hükümetinin Türk güçleriyle eşgüdümlü operasyonlar gerçekleştirdiğini aktaran Muhammed, Türkiye’nin Kızıldeniz’de gerilimi artırmak yerine istikrarı sağlamaya odaklandığını savunuyor.