Modern Afrika tarihinin sayfalarında, Thomas Sankara kadar parlayan ve aynı zamanda tartışmalara konu olan çok az lider vardır. 1983-1987 yılları arasında Burkina Faso’da kısa ama sarsıcı bir liderlik dönemi geçiren Sankara, sömürgeciliğin kalıntılarına, yolsuzluğa ve teslimiyete karşı verdiği mücadeleyle hafızalara kazındı. “Afrika’nın Che Guevara’sı” olarak bilinse de, Sankara yalnızca bir devrim sembolü değil, aynı zamanda özgür, Afrikalı ve bağımsız bir kimliğin peşinde koşan pragmatik bir vizyonerdi.

DEVRİMCİNİN DOĞUŞU: SANKARA’NIN GENÇLİĞİ
21 Aralık 1949’da, o dönem Fransız sömürgesi olan Yukarı Volta’nın Yako kasabasında doğan Thomas Isidore Noël Sankara, Katolik bir ailenin çocuğu olarak büyüdü. Babası, eski bir Fransız askeri olarak disiplin ve hizmet anlayışını ona aşıladı. Askeri eğitimi için burs kazanan Sankara, Madagaskar’da eğitim alırken 1972’deki halk ayaklanmasına tanık oldu ve bu olay, politik görüşlerinde derin bir değişim yarattı.Marks, Lenin ve Fanon’un eserlerini okumaya başladı; Amílcar Cabral, Patrice Lumumba ve Samora Machel gibi Afrika devrimcilerinden ilham aldı.HALKIN DEVRİMİ: İKTİDARA YÜKSELİŞSiyasi krizlerle boğuşan Yukarı Volta’ya dönen Sankara, hızla askeri rütbelerde yükseldi. 1981’de Bilgi Bakan Yardımcısı, 1983’te Başbakan oldu. Ancak anti-emperyalist söylemleri, Fransız destekli yönetimi rahatsız etti ve tutuklandı. Bu durum, halkın protestolarına yol açtı. 4 Ağustos 1983’te yakın arkadaşı Yüzbaşı Blaise Compaoré tarafından serbest bırakıldı ve bir darbeyle devlet başkanı oldu. Ancak bu sadece bir darbe değil, aynı zamanda halkın desteklediği bir devrimdi. 33 yaşında dünyanın en genç liderlerinden biri oldu.

BURKİNA FASO: DÜRÜST İNSANLARIN ÜLKESİ
Sankara’nın ilk icraatlarından biri, ülkenin adını Yukarı Volta’dan Burkina Faso’ya çevirmek oldu. Bu isim, Mossi ve Dyula dillerinde “Dik Duran İnsanların Ülkesi” anlamına geliyor. Bu değişim, Afrikalı kimliğin, onurun ve direnişin simgesi oldu. Yeni bir bayrak ve “Tek Bir Gece” adlı milli marş kabul edildi. Thomas Sankara, söylediklerini bizzat uygulayan bir liderdi. Bakanların maaşlarını düşürdü, birinci sınıf seyahati yasakladı, devletin Mercedes araçlarını sattı ve Renault 5 modelini resmi araç yaptı. Kendi maaşı ise bir öğretmenden fazlası değildi.Birkaç hafta içinde 2,5 milyon çocuğu çocuk felci, kızamık ve menenjite karşı aşıladı. Kadın haklarını savundu; zorla evlilikleri yasakladı, kadınları üst düzey görevlere atadı, kızların okula devamını teşvik etti. 10 milyon ağaç dikerek çölleşmeyle mücadele etti, yerel malzemelerle altyapı projeleri başlattı ve gıda bağımsızlığı sağladı. Ülke kısa sürede tahıl ihracatçısı haline geldi.Kendisine ait varlıkları kamuoyuna açıkladı: eski bir araba, birkaç bisiklet, bir gitar ve mütevazı bir maaş.
NEOSÖMÜRGECİLİK VE BATI İKİYÜZLÜLÜĞÜNE SERT ELEŞTİRİLER
Sankara, açıkça emperyalizme karşıydı. 1987’de Etiyopya’nın Addis Ababa kentinde düzenlenen Afrika Birliği zirvesinde, Afrika ülkelerine sömürge borçlarını ödememeleri çağrısında bulundu. “Eğer yalnızca Burkina Faso ödemezse, bir daha bu toplantıya katılamam. Ama hep birlikte hareket edersek bu borcu ödemek zorunda kalmayız” sözleriyle tarihi bir konuşma yaptı. Dış yardımları, bağımlılığı körükleyen bir tuzak olarak gördü. IMF ve Dünya Bankası kredilerini reddetti ve Fransız neokolonyalizmini doğrudan hedef aldı.
NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?
Sankara’nın bağımsız kalkınma modeli, yolsuzlukla mücadelesi ve Batı’yı açıkça karşısına alması, onu hem içerde hem dışarda düşman haline getirdi. Burkina Faso elitleri, Fransız hükümeti ve uluslararası mali kurumlar, onun reformlarını tehdit olarak gördü. 15 Ekim 1987’de, sadece dört yıl süren liderliğinin ardından, en yakın dostu ve çocukluk arkadaşı Blaise Compaoré’nin düzenlediği Fransız destekli darbede öldürüldü. Cesedi parçalanıp sığ bir mezara gömüldü. Compaoré, reformları geri aldı ve Batı desteğiyle 27 yıl boyunca iktidarda kaldı.2021’de cinayetiyle ilgili dava başladı ve 2022’de Compaoré suçlu bulundu. Ancak adaletin tam olarak sağlandığı söylenemez.
Günümüzde Sankara, yalnızca bir lider değil, bir sembol. Adı, Afrika’daki birçok okulda, sokakta ve harekette yaşatılıyor. Görselleri Dakar’dan Cape Town’a kadar protestolarda taşınıyor, sözleri yeni kuşak Pan-Afrikancıların konuşmalarında yankılanıyor. Patrice Lumumba, Steve Biko ve Walter Rodney gibi liderlerle aynı kaderi paylaştı. Onlar da alternatif bir özgürlük yolu önerdikleri için hayatlarını kaybetti. Sankara’ya göre, gerçek bağımsızlık sadece bayrak değiştirmekle değil, sömürgeciliğin bıraktığı yapıları, zihniyetleri ve ekonomileri değiştirmekle mümkündü.

SANKARA HAKKINDA GERÇEKLER
Gitar çalardı ve müziği çok severdi.
Yazdığı sözlerle milli marş bile bestelenmişti
Kadınlara özel tarım kooperatifleri kurdu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü ulusal tatil ilan etti.
Koşullu dış yardımları reddetti, IMF ve Dünya Bankası kredilerine “ekonomik suikast” dedi
“Aşı Ol Ya Da Öl” kampanyasıyla çocuk hastalıklarını haftalar içinde neredeyse ortadan kaldırdı
İklim değişikliği ve çevre tahribatını ulusal tehdit olarak açıkça dile getiren ilk Afrikalı liderdi
AFRİKA VE DÜNYA İÇİN BİR DERS
Sankara, kaynakları kıt, denize kıyısı olmayan bir ülkede bile dürüstlük, liderlik ve özgüvenin büyük değişimlere yol açabileceğini gösterdi. Bugünün Afrikalı liderlerine ve halklarına şu soruyu sormaktadır: Onun izinden gitmeye cesaretimiz var mı? “Devrimciler birey olarak öldürülebilir; ama fikirler öldürülemez,” demişti. Evet, Sankara artık aramızda değil. Ama adaletli, bağımsız ve birleşmiş bir Afrika hayali yaşamaya devam ediyor ve bu hayalin adı Thomas Sankara.