Dünya Bankası’na göre tarım, Afrika ekonomisinin merkezinde yer alıyor; kıta genelinde iş gücünün %65 ila %70’ini istihdam ederken, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) %40’ına kadar katkı sağlıyor. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde tarım iş gücünün %43’ünü oluşturan kadınlar, ticari düzeyde büyük ölçüde temsil edilmiyor. Örneğin Güney Afrika’da, Katma Değer Vergisi (KDV) kayıtlı ticari çiftliklerin sadece %20’si kadınlara ait. Bu durum, tarımsal değer zinciri boyunca kadınların karşılaştığı engellerin çarpıcı bir göstergesi.
KADINLARI SINIRLAYAN ENGELLER SADECE TARLADA DEĞİL
Omnia Holdings’te görev yapan Tarım Bilimcisi Dr. Izane Crous’a göre, bu engeller yalnızca kadınların ilerlemesini durdurmakla kalmıyor, aynı zamanda Afrika’nın tarımsal potansiyelini de sınırlıyor. “Kadınların çoğu küçük ölçekli tarım faaliyetlerine bağlı kalıyor ve ticari düzeye ulaşmak için yapısal engelleri aşamıyor,” diyor. Dr. Crous, tarımda kadınlar için fırsatların arttığını kabul ediyor. Özellikle hassas tarım uzmanlığı, tarım ekonomistliği, gıda bilimi ve tarım eğitmenliği gibi teknoloji odaklı alanlarda. Ancak derinlemesine yerleşmiş sosyal, kültürel ve ekonomik normlar hâlâ önlerinde büyük bir engel. Miras yasalarının toprak mülkiyetini kısıtlamasından, eğitim ve finansmana erişim eksikliğine kadar pek çok sorun kadınların önünde duruyor. Ayrıca daha düşük ücretler, sınırlı koruyucu ekipman ve fiziksel emekle bağlantılı sağlık riskleri de kadınların karşılaştığı zorluklar arasında. Bunlara ek olarak, kadınların üzerine orantısız şekilde düşen ev içi ve bakım sorumlulukları da tarımsal işletmelere eşit katılımı zorlaştırıyor.
AFRİKA’NIN GELECEĞİ İÇİN KADINLARIN GÜCÜ ŞART
Dr. Crous’a göre tarımda kadınların güçlendirilmesi yalnızca eşitlik meselesi değil, aynı zamanda kıtanın gıda güvenliği için kritik bir unsur. Küresel nüfusun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşması beklenirken, sürdürülebilir gıda sistemlerinin kurulması zorunlu hale geliyor. “OXFAM, küçük ölçekli tarımın açlık ve yoksulluğu azaltmada diğer tüm sektörlerden iki ila dört kat daha etkili olduğunu bildiriyor,” diyor. “Kadın çiftçiler bu başarının merkezindedir.” Kadınlar yalnızca üretkenlik açısından değil; ayrıntılara dikkat, güçlü iletişim, yaratıcılık ve dayanıklılık gibi nitelikleriyle de tarımın araştırma, danışmanlık ve yönetim alanlarında büyük katkı sağlıyor. “Kapsayıcılık, empati ve yenilikçiliğe dayalı bir kültür oluşturur, bu da daha bütüncül ve etkili kararların alınmasına olanak tanır,” diye ekliyor.
Dr. Crous, tarımda kadınları desteklemenin sosyal ve ekonomik olarak geniş kapsamlı faydalar sağlayacağını belirtiyor. “Kadınların güçlenmesi sadece haneleri kalkındırmaz; aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğini azaltır, eğitim ve sağlık sonuçlarını iyileştirir ve Afrika’nın küresel tarım sektöründeki konumunu güçlendirir.” Afrika ekonomik dönüşüm ve gıda sistemlerinin dayanıklılığını sağlama yolunda ilerlerken, kadınların araziye, eğitime, finansmana ve liderlik rollerine erişimini garanti altına almak kalkınma önceliği haline gelmeli. Ancak o zaman kıta, tarımsal potansiyelini tam anlamıyla kullanabilir ve gelecek nesiller için sürdürülebilir bir gelecek garanti altına alınabilir.