Etiyopya, Tigray, Amhara, Oromo ve Güney uluslarını, milliyetlerini ve halklarını temsil eden dört etnik temelli siyasi partiden oluşan bir koalisyon olan Etiyopya Halk Devrimci Demokratik Cephesi tarafından yönetiliyordu. Tigray Halk Kurtuluş Cephesi, koalisyon içindeki en etkili partiydi. Ancak, 2018’de Refah Partisi iktidara geldiğinde, Cephenin hükümetteki önemli rolü sona erdi.
4 Kasım 2020’de federal hükümet, Tigray’a bir saldırı başlattı ve bunu, Tigrayan cephesinden gelen siyasi saldırganlığa karşı bir askeri müdahale olarak tanımladı. Bu durum, iki yıl süren bir savaşı başlattı ve ciddi insan ve kaynak kayıplarına yol açtı. Afrika Birliği’nin krizdeki baş arabulucusu Olusegun Obasanjo, yaklaşık 600 bin sivilin hayatını kaybettiğini tahmin etti. Bu durum, 21. yüzyılın en yıkıcı çatışmalarından biri haline geldi.
2 Kasım 2022’de Etiyopya hükümeti ve Tigray Halk Kurtuluş Cephesi, Güney Afrika’da Pretoria Anlaşması olarak bilinen bir barış anlaşması imzaladı. Ancak, iki yılın ardından Tigray hala büyük siyasi ve insani zorluklarla karşı karşıya. Savaş sonrası Tigray’ı inceleyen Assefa Leake Gebru, yaşananları açıklıyor.
ŞU AN TİGRAY NE DURUMDA?
2022 savaşı ve bunun kalıcı etkileri, Tigray bölgesini kaosa sürükledi. İnsanlar, yiyecek, su ve ilaç gibi temel ihtiyaçlara ulaşmakta büyük zorluklar yaşıyor. Bölge ekonomisi savaş nedeniyle harap olmuş durumda. Şu ana kadar hiçbir rehabilitasyon veya yeniden inşa çalışması yapılmadı. İnsani yardım sınırlı seviyelerde. Yerel marketlerde her şey tükenmiş ve stoklar yenilenemiyor. Milyonlarca sakini etkileyen bu durum, Tigray’da tanık olduğum ve incelediğim gerçek bir manzara.
Tigray’da aynı zamanda, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi liderleri kendi aralarında iktidar mücadelesi veriyor. Bu bölünme esas olarak iki grup arasında yaşanıyor: Biri eski bölge başkanı Debretsion Gebremichael tarafından, diğeri ise geçici yönetimi yöneten Getachew Reda tarafından yönetiliyor. Ocak 2025’te Tigray’ın askeri güçlerinin liderleri, Debretsion fraksiyonunun yeni bölgesel liderlik çağrılarını destekledi. Ancak geçici yönetim buna karşı çıkarak durumu yumuşak bir darbe olarak nitelendirdi. Federal hükümet, Debretsion liderliğindeki siyasi fraksiyonu gayri meşru olarak görüyor. Askeri liderlerin bu kararı ayrıca halk protestolarını da tetikledi ve Tigraylılar ordu ile siyaset arasında bir ayrım yapılması gerektiğini savunuyorlar.
Bu iç bölünme, Mart 2023’te Pretoria Anlaşması kapsamında kurulan geçici yönetimi zayıflattı. Bu durum göz önüne alındığında, geçici yönetim, bölgenin karşı karşıya olduğu ciddi insani endişeler ve güvenlik tehditleri arasında kırılganlığını sürdürüyor. Geçici hükümet ve işlevsiz kolluk kuvveti kurumları, işleri düzeltmek için yeterince güçlü değil. Ekonomik olarak durum sıkıntılı. 2024 yılına ait bir ankette, genç işsizlik oranının %81 olduğu belirtiliyor. Bu durum, ekonomik çöküş, savaş sırasında yaşanan varlık yağması ve işleyen bir hükümetin yokluğu ile daha da kötüleşti. Sosyal olarak ise, insanlar stresli ve acı içinde, tıpkı büyük bir felaketin yaralarını hâlâ sarmaya çalışan bir toplum gibi. Hayat her açıdan zorlaşıyor.
PRETORYA ANLAŞMASI NEDİR?
Pretoria Anlaşması, Tigray’ın siyasi liderleri ile federal hükümet arasında imzalanan önemli bir barış anlaşmasıdır. 2 Kasım 2022’de, Güney Afrika’nın Pretoria kentinde imzalanmıştır. Afrika Birliği, Güney Afrika’nın ev sahipliğinde gerçekleşen barış görüşmelerini kolaylaştırmıştır.
Anlaşmanın amacı, 2020’de başlayan şiddeti sona erdirmek, düşmanlıkların derhal durdurulması çağrısında bulunarak insanları güvence altına almak, yardımların bölgeye ulaşmasına izin vermek, Tigray savaşçılarını silahsızlandırmak ve düzeni sağlamak için geçici bir hükümet kurmaktı. Ayrıca, Tigray’daki federal tesisler üzerinde Etiyopya hükümetinin kontrolünün yeniden sağlanması da hedefleniyordu.
NELER UYGULANDI, NELER UYGULANMADI?
Bazı olumlu gelişmeler yaşandı. Pretoria Anlaşması, geçici hükümeti kurdu. Bazı günlük hizmetler geri döndü; örneğin, bankalar yeniden açıldı ve uçak seferleri başladı. Birkaç Tigray savaşçısı silahlarını bıraktı.
Ancak Tigrayan savaşçılarını tamamen silahsızlandırma planı henüz tamamlanmadı. Bu, bölgesel istikrarı tehdit ediyor, barış çabalarını baltalıyor ve şiddetin yeniden patlak verme riskini artırıyor.
PRETORYA ANLAŞMASI’NIN TAM OLARAK UYGULANMAMASININ SONUÇLARI NELERDİR?
Öncelikle, bölgenin insani krizi daha da kötüleşebilir. Tahmini olarak bir milyon yerinden edilmiş kişi, yüksek gıda güvensizliğiyle boğuşuyor ve binlerce okul hala kapalı. Zayıf bir geçici hükümet ve silahlı grupların Tigray’ın bazı kısımlarını işgal etmeye devam etmesi, hizmetlerin yeniden sağlanmasını engelliyor ve ekonomik ilerlemeyi engelliyor.
İkinci olarak, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi içindeki bölünme, bölgeyi geçici bir yönetim altında yönetmeyi zorlaştırıyor. Güç paylaşımı konusunda fikir birliği olmaması, etkili yönetimi engelliyor ve amaçlanan geçiş sürecini zayıflatıyor.
Ayrıca, Tigrayan savaşçılarını tamamen silahsızlandırma planı henüz tamamlanmadı. Bu durum, bölgesel istikrarı tehdit etmekte, barış çabalarını baltalamakta ve yenilenen şiddet riskini artırmaktadır.
SONUÇLAR VE GÜVENLİK TEHDİTLERİ
Tigray savaşında Etiyopya ordusunu destekleyen Eritreli askerler ve Etiyopya’nın bir diğer bölgesi olan Amhara’dan milisler, hala Tigray’da dolaşmakta ve güvenlik tehditleri yaratmaktadır. Bu gruplar, iç göç etmiş kişilerin evlerine geri dönmesini engellemektedir.
Üçüncüsü, zayıf bir geçici hükümet, sivilleri güvende tutamaz. Bu da Pretoria Anlaşması’nın dayandığı temel bir prensipe aykırıdır. Ekonomik olarak, işsizlik ve artan fiyatlar Tigray halkını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Sosyal olarak ise, halk gergin bir ortamda yaşıyor.
Son olarak, Debretsion ve Getachew arasındaki siyasi fay hatları boyunca bölgede daha fazla çatışma riski var. Bu durum, Pretoria Anlaşması’na yol açan müzakerelere katılmayan Eritre güçleri tarafından manipüle edilebilir. Geçici hükümetteki çatlaklar, komşu Eritre’nin bir fraksiyonunun diğerine karşı desteklemesi için bir fırsat yaratabilir ve bu da Etiyopya ile Eritre arasında yeni bir savaşa dönüşebilir. Tigray Halk Kurtuluş Cephesi, Eritre’nin en büyük düşmanlarından biridir. Bu ikisi arasındaki düşmanlık, Etiyopya ile Eritre arasında 1998-2000 yıllarında bir savaşa yol açtı.
Bu gerginlikler devam ederse, Tigray korkunç bir döngüde sıkışıp kalmaya devam edecektir. Afrika Birliği ve uluslararası toplum, daha fazla kaosa yol açacak bir sarmalın önüne geçmek için bu sorunları acilen çözmelidir.
Kaynak: Africa News
Uyarı: Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve WAJTÜRK editoryal politikasını yansıtmayabilir.