Tanzanya ile Angola arasında diplomatik bir kriz yaşandı. Zanzibar’ın Birinci Başkan Yardımcısı Othman Masoud Othman ve Güney Afrika’nın farklı ülkelerinden gelen 20’den fazla üst düzey siyasi lider, Angola’ya giriş yapmalarına izin verilmeden Luanda Uluslararası Havalimanı’ndan geri çevrildi.
Heyette, Tanzanya ACT Wazalendo Partisi lideri Dorothy Semu, Mozambikli siyasetçi Venancio Mondlane ve eski Botsvana Cumhurbaşkanı Ian Khama gibi önemli isimler de bulunuyordu. Delegasyon, Friedrich Ebert Vakfı iş birliğiyle düzenlenen bölgesel demokrasi ve yönetişim konferansına katılmak amacıyla Luanda’ya gitmişti.
Ancak heyet üyeleri, Luanda’daki 4 de Fevereiro Havalimanı’na vardıklarında Angolalı yetkililer tarafından gözaltına alındı ve pasaportlarına el konuldu. Yetkililer tarafından herhangi bir resmi açıklama yapılmadı.
TANZANYA’DAN SERT TEPKİ
Tanzanyalı muhalefet lideri Tundu Lissu, bu olayın iki ülke arasında diplomatik bir gerilim yaratabileceğini belirtti.
Eski ACT-Wazalendo Partisi lideri Zitto Kabwe, Angola’nın bu kararını sert bir dille eleştirerek, “Bu, Angola’nın Tanzanya’ya gösterdiği saygısızlığın açık bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.
KENYA’DAN DESTEK ÇAĞRISI
Kenyalı Yüksek Mahkeme avukatı Miguna Miguna, davet edilmelerine rağmen giriş yapmalarına izin verilmeyen yedi kişinin isimlerinin yer aldığı bir mektubu paylaştı. Ayrıca, Angola’nın muhalefet partisi UNITA’yı emperyalist eğilimler taşımakla suçladı.
Heyette bulunan Kenyalı Senatör Edwin Sifuna da sınır dışı edildiğini ve Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’ya güvenli bir şekilde döndüğünü doğruladı. Sifuna, Kenya’nın Luanda Büyükelçiliği’ne destekleri için teşekkür ederken, Angola’da hâlâ tutulan 20’den fazla liderin bulunduğunu belirtti.
KİMLER TUTULDU?
Tutulanlar arasında dokuz Tanzanyalı, beş Botsvanalı, üç Lesotholu, iki Malavili, bir eSwatini vatandaşı, bir Alman, iki Britanyalı ve iki Güney Afrikalı yer alıyor.
AFRİKA BİRLİĞİ BAŞKANI ÜLKEDEN BEKLENMEYEN HAREKET
Sifuna, Angola’nın şu anda Afrika Birliği Başkanlığı’nı yürüttüğüne dikkat çekerek, bu tür uygulamaların kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Angola hükümeti henüz resmi bir açıklama yapmazken, olay sosyal medyada büyük tepki çekti. Birçok kişi, Angola’nın siyasi özgürlüklere yönelik baskısını eleştirerek, bölgesel iş birliği ve demokratik yönetişim taahhüdünü sorguladı.
Bu olay, Güney Afrika bölgesinde siyasi haklar ve diplomatik ilişkiler konusundaki artan gerilimleri gözler önüne sererken, demokrasinin ve özgür siyasi katılımın durumuna ilişkin önemli soruları gündeme getiriyor.